1. Anasayfa
  2. Cinsellik

Cinsel İlişkide Besmele ve Şeytan’dan Allah’a Sığınma


Cinsel ilişkiye başlamadan önce Besmele çekmek insan hayatında yer alan önemli bir olaydır. Özel bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere İslam Dini helal cinsel eylemleri ibadet hayatının bir bölüm olarak sunmakta, cinsel hayat yoluyla da Allah’ın rızasına erişilebileceği şuuruna erdirmektedir. İslam, bununla da yetinmemekte, müminin cinsi münasebete ibadet duygusu içinde başlamasını da öğretmekte ve öğütlemektedir.

Bedeni doyum yanı sıra ruhi tatmine erebilmesi için mümine öğretilen ve öğütlenen; önce besmele çekmesi, sonra da Şeytan’dan Allah’a sığınmasıdır. Daha sonra da Allah’ım Resulünün yapılması gerekli (müekked) sünneti olduğu inancıyla, sevişmeye önem vermesidir.

Besmele çekmeksizin yapılan yani ibadet olduğu şuuru bilinciyle yapılmayan her iş, olması gerekene nazaran eksiktir. Bu gerçeği Allah’ın Resulü şöyle açıklar: Bismillahirrahmanirrahim ile başlanmayan her önemli iş iş eksiktir. Cinsi münasebet / cinsel ilişki de önemli bir iş olduğu için, onun da besmele ile başlaması zaruridir.

Eğer besmele ile başlanmazsa o, şehvet krizleri içerisinde bir boşalma olmaktan kurtulamaz, ahlaki bir yücelik kazanamaz. Oysa kazanması lazımdır.

Allah’ın Resulü şöyle emir buyurmaktadır: Cinsi münasebette bulunduğun zaman besmele ile başla. Besmele de başlarsan sevaplarını yazan vazifeli melekler cünüplükten gusül abdestini alıncaya kadar durmaksızın sana sevap yazarlar. Bu münasebetten bir çocuğun olursa, bu çocuğunun ve de bu çocuğundan olacak torunlarının nefesleri sayısınca sana sevap yazılıp-verilir.

(İlişki ile çocuğa talip ve sahip olmanın yıllar, hatta ömür boyu uğraşıya ve çileye talip olmak olduğu düşünülürse böylesi büyük bir sevaba ermenin sebebi anlaşılmış olur.)

Ruhi tatmine erebilmek için cinsel ilişkiye besmele çekilerek başlanması öğretilip öğütlendiği gibi, Şeytan’dan Allah’a sığınılarak başlanması da öğütlenmektedir.

Cinsi münasebetin kutsallaştırılarak ruhi tatmine aracı kılınması için mükellef kılındığımız bir görev de ilişki öncesinde Allah’ın Resulünün öğrettiği şekilde Şeytan’dan Allah’a sığınmaktır.

Allah’ın emri ve O’nun Resulünün sünneti üzere nikahladığımız eşlerimizle cinsi münasebete başlarken, Şeytan’dan Allah’a sığınmaya muhtaç mıyız?

Hiç şüphemiz olmasın ki buna muhtacız. Aşağıda açıklanacağı üzere, değil cinsi münasebet gibi harama dönüştürülebilecek bir amelde, doğrudan ibadet olan Kur’an okumaya başlarken bile Şeytandan Allah’a sığınmaya muhtacız.

Muhtaç olduğumuz içindir ki Yüce Rabbimiz şöyle emir buyurmaktadır: Kur’an’ı okuduğun zaman, Allah’ın rahmetinden kovularak taşlanmaya mahkum edilmiş, Şeytan’ın kötülüğünden Allah’a sığın

Kur’an okurken uğranılabilecek şeytani telkinlere, ibadetlerin en kapsamlısı olan namazda da maruz kalınabileceği için, Allah’ın Resulü de şöyle buyurmuştur: Namazınızı kılarken Şeytan’ın sizinle oynamasına sakın fırsat vermeyin. Sizden kim namaz kılar da, cift mi, tek mi kıldığım bilmezse, iki sehiv secdesi yapsın. Zira bu iki secde ile namazı tamamlanır

O, kişinin namazda sağa-sola yönelmesini Şeytan’ın kişinin namazından aşırması olarak da vasıflandırılmıştır.

Kur’an okumak ve namaz kılmak gibi iki büyük ibadet sırasında şeytani saptırmalara uğrayabilecek insanın cinsi münasebet ortamı gibi helalin yanında haramın da işlenebileceği bir ortamda, şeytani telkinlere maruz kalabileceği açık bir gerçektir.

Özel bölümlerinde açıklanacağı üzere kişinin adet hali gören karısı ile cinsi münasebette bulunması, eşine arka organından (anüs) temas etmesi ve ağzı cinsel organa dönüştürücü şekliyle ileri derece de oral ilişkiye girmesi haramdır.

Eşin hazzını değil de, acısını artıracak sadizmi davranışlar da haramdır. Ayaklanan şehvetin şeytani saptırmalarla harama kanalize edilmesi ise pek mümkündür. Bu sebeple insan, cinsi münasebete başlamadan önce Şeytan’dan Allah’a sığınmalı ki, onun vesvesesi ile ibadet olabilecek bir işlem Allah’a isyanla sonuçlanmasın.

Şeytan’dan Allah’a sığınılması zaruretini böylece açıkladıktan sonra, nasıl sığınılacağını da Allah’ın Resulünün bir hadisi ile açıklayalım.

O, şöyle buyurur: Müminlerden biri karısı ile cinsi münasebette bulunmak istediği zaman: Bismillah, Allah’ım! Bizi Şeytan’dan, Şeytan’ı da bize vereceğin çocuktan uzaklaştır şeklinde dua eder ve sonra onlara bu münasebet sebebiyle bir çocuk verilirse, Şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez.

Allah’ın Resûlü’nün aynı konudaki bir diğer hadislerinde “Şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez” cümlesi yerine, “Allah o çocuğa Şeytan’ı saldırtmaz” cümlesi geçmektedir.

İslam bilginleri, yukarıdaki hadiste açıklanan şekliyle dua ederek Allah’a sığınan kişinin hem kendisinin, hem de doğacak çocuğun Şeytan’a karşı korunacağını beyan ederek, şu açıklamayı yapıyorlar:

a- Allah’ın Resulünün açıkladığı üzere; “İnsanoğluna Şeytan’ın vesvesesi olduğu gibi Meleğin de ilhamı vardır. Bu sebeple kalpde hissedilen hayır Melek’ten, şer de Şeytan’dandır.

Kişi cinsi münasebette bulunduğu zaman ona refakat eden; sözleri, davranışları ve işlerini kayda ve filme alan melekler ondan ayrılırlar. Kişinin kendisine özgü Şeytan’ı ise daha çok tesir etme imkanını bulur. Ancak öğretilen şekliyle dua eden kişiye Şeytan’ı vesvese veremez.

b- Her bir ferde, onu saptırmakla görevli bir Şeytan yoldaş kılındığı gibi, doğacak çocuğa da buluğ çağında bir Şeytan yoldaş kılınacaktır. Şeytan’ının veya diğer Şeytanların çocuğa zarar veremeyeceği, Allah’ın Resulü tarafından açıklanmışsa da, nasıl ve ne ölçüde zarar veremeyeceği açıklanmamıştır.

Ancak İslam bilginleri, birbirinden farklı şöylece yorumlar yapmaktadırlar:

  • Şeytan, besmelesiz ve duasız çocuğa zarar verdiği ölçüde bu çocuğa zarar veremez.
  • Şeytan, imandan saptırıp materyalizme düşüremez.
  • Şeytan, onu büyük günahlara sokamaz.
  • Şeytan, dualı çocuğun bedenine zarar veremez.
  • Şeytan, işlediği günahlardan ötürü tövbesine engel olamaz.
  • Şeytan, bu çocuk üzerinde sürekli hakimiyet kuramaz.

Hiç şüphesiz bunlar, kesinlik ifade etmeyen, tartışılabilir hata Kur’an çizgisinde bazılarına itiraz edilebilir yorumlardır.

Kaynak: Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 199-204

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir