1. Anasayfa
  2. ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

Çocuklarda Din Duygunun Gelişimi


Din Eğitiminde temel Yaklaşımlar

Çocuğun din eğitimindeki etkenler çok yönlüdür, çocuğun yaşantısı içinde olumlu ve olumsuz etkenler mevcuttur. Bizim yapacağımız, olumsuz olanları olumlu hale getirerek çocuğun duygusal olgunluğa ulaşmasında yardımcı olmaktır.

Gelişimin meydana getirdiği ilgi çok fazladır. Bu, yetişenlerin bilgi yüklenmesini gerektirmez. Hazmedilmeyen bilgi. ilerde kabullenilmeyen görüşler içine girer. Bu sebeple ilgi bilgi dengesini kurmak hedeflenmelidir. İnce düşünceyle bakmayı öğretemezseniz görmeyi bekleyemezsin.

Din eğitiminde Ailenin Rolü

İnsanoğluna, mensubu bulunduğu toplumun dinine yönelten, ona gerek kültürel gerekse terbiye meyanında büyük oranda tesir eden aile müessesesi, din eğitimi ve öğretiminde de ayrı bir önem taşımaktadır.

Aile ortamında verilen din eğitimi tarzının, sonraki yıllarda çocuğu dinden uzaklaştıran ya da dini değerlere bir daha kopmamak üzere bağlanan iki yönünün bulunması bakımından oldukça önem arz ettiği söylenebilir. Ailenin bu görevi üstlenmesi gerektiğini belirttikten sonra dini eğitimi verirken çocuğu tanımanın eğitimdeki yerine bakalım.

Bir dini inanca bağlı olmada tabii ve şuur dışı bir taraf olduğu gibi bir de isteyerek ve bilerek inanma hali, yani eğitim yoluyla işleniş yönü vardır. Bu itibarla, tesir ve telkin yolu bakımından dini egitim ancak bir sistem dahilinde yapıldıkça istenen başarı sağlanır. Dolayısıyla, din eğitimi ve öğretiminde genel eğilim temelleri olan psikoloji ve padagoji kurallarının bilinmesi kaçınılmazdır.

Çünkü çocuğu tanımak, onun ruh ve beden gelişimini doğru olarak tespit etmek, eğitim- öğretim yapabilmenin ilk şartıdır. Özellikle din eğitimi gibi hassas bir konunun en önemli kısmını oluşturan iman duygusunun işlenişi hususunda, çocuğun, psikolojik yapısının çok iyi bilinmesi gerekir.

Orta Çocukluk Dönemi (7-9 Yaş) Bu dönemde kendisini boy ve ağırlık olarak hissettiren bedensel bir büyüme olduğu gibi, çeşitli karakteristiklerinden haberdar olduğumuz zihinsel, duygusal ve sosyal bir gelişim de söz konusudur.

Diğer bir araştırmada da; 7-12 yaşlar, çocukta açıkça fark edilebilen, belli ve önemli bir gelişim dönemi olmasıyla dikkat çeker. Çünkü 7. yaş çocukta, tabii yönelişlerin ortaya çıkmaya başladığı yaştır. Ayrıca bu yıllarda büyüme hızının istikrar bulduğu da gözlenir.

Son çocukluk döneminin başlarında dengesizce, olumsuz bir gelişim dikkatimizi çeker. Özellikle 6 yaşına rastlayan bu gelişim özellikleri, 7 yaşından itibaren yerini giderek düzenli ve dengeli bir döneme bırakır.

Son çocukluk döneminde çocuk, motor ve dil gelişimi açısından büyük aşamalar kaydetmiş ve dengenin gelişmesi sonucu hızlı yürüyebilen, futbol oynayabilen, ok atabilen, güzel koordinasyonunun gelişmesi sonucu da iki elini bağımsız olarak kullanabilen bir birey haline gelmiştir.

Altı yaşındaki ortalama bir çocuğun boyu yaklaşık 106 cm., ağırlığı da aşağı yukarı 20 kg’dır. Fiziksel büyüme, bebeklik ve ilk çocuklukta olduğundan daha yavaştır. Bununla beraber büyüme erkekler ve kızlar arasında belli belirsiz farklılıklarla kararlı bir hızla sürer. On iki yaşında ortalama bir erkek çocuk yaklaşık 142 cm. boya, yaklaşık 38 kg. ağırlığa sahiptir.

Ortalama bir kız çocuk 2.5-5 cm (1-2 inç) daha uzun, yaklaşık 2.7 kg. daha ağırdır ve bazı durumlarda ergenliğe giriyor olabilir. Özellikle oyunlarda ve sporlarda kullanımlar olmak üzere hareket becerileri gelişimini sürdürür.

Kaynak: Hatice Erbaş / Aile Rehberi / Yeni Dünya Dergisi / bkz: 180-181

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir