1. Anasayfa
  2. Dilin Afetleri & Afeti'l Lisan

Dil’in Beş İbadeti ve Açıklaması


Dil’in yapması gerekli vacib olan şeyler ve uzak durması gereken haram olan şeyler

Vacib Olanlar: Kelime-i şehadet getirmek, Kur’an’dan okunması lazım gelen kadarını okumak, (nitekim namazın sıhhati Kur’an okumaya bağlıdır), Allah ve Resulünün emrettiği zikirleri namazlarda telaffuz etmek, rüku ve secdelerdeki tesbihler, rükudan sonraki Rabbena veleke’l-hamd, tahiyyat okumak ve tekbir getirmek gibi bazı emirler dilin namazda yapması gereken görevleridir. Selamı ifade etmek de dilin görevlerindendir.

Selamın başlangıcı konusunda iki görüş vardır:

  • Dilin müstehab olan amellerine gelince bunlar, Kur’an okumak, zikrullaha devam etmek, faydalı ilim ve buna benzer konularda müzakere yapmaktır.

Dilin Yapması Haram Olan Şeyler:

Allah ve Resulünü kızdıracak olan şeyleri konuşmak, Allah’ın Resulüyle gönderdiği dine aykırı bidat şeyleri söylemek, bunlara devam etmek, desteklemek ve güzel bulmak, Müslümanlara sövmek ve iftira etmek, sözleriyle Müslümanlara eziyet etmek, yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmak, Allah hakkında bilmeden konuşmak, en haram olanı da budur.

Dilin Yapması Mekruh Olan Şeyler:

Biz cezası olmamakla birlikte terk edilmesi konuşulmasından daha hayırlı olanı konuşmaktır. Selef alimleri dilin mubah yani konuşup konuşmaması denk bir kelamının olup olmaması hususunda iki örüş üzere ihtilafa düşmüşlerdir.

Kişinin konuştuğu her şey ya lehinde ya da aleyhindedir. Kişi hakkında lehinde veya aleyhinde olmak dışında başka bir ihtimal yoktur.

Bu grup şu hadisi delil getirirler: Ademoğlunun bütün konuştukları aleyhindedir, lehine değildir. Allah’ı anması ve onunla beraber olması halindeki konuşmaları bunun dışındadır. Yine bu birinci gruba göre kişinin bütün sözleri yazılır, yazılanlar da ya hayırdır, ya şerdir.

Diğer Bir Grup İse: Dilin konuştukları mubahtır, organların hareketlerinde olduğu gibi ne lehindedir ne de aleyhindedir. Bunlara göre, konuşmaların büyük çoğunluğu emir ya da nehiyle ilgili olmayan şeylerdir, mubah da bu demektir.

Dilin konuşurken sarf ettiği sözler hayır ve şer yönüyle denk olamaz.

Dil ya hayır yönünde ya da şer yönünde hareket eder. Dilin durumu diğer organların durumuna benzemez. Ademoğlu sabahlayınca, bütün uzuvlar adeta şöyle diyerek uyanırlar:

Allah’tan kork! Biz seninle birlikte bulunuyoruz, eğer sen doğru hareket edersen biz de doğru oluruz, eğer sen eğri büğrü hareket edersen biz de eğri büğrü hareket ederiz’

İnsanları yüzüstü cehenneme düşüren, çoğu zaman dilleridir.

Dilin telaffuz ettiği her şey öncelikle Allah ve Resulünün razı olduğu şeylerden olmalıdır. Eğer böyle olursa bu makbul bir konuşmadır, eğer böyle değilse öyle konuşma makbul değildir. Dil bu yönüyle diğer azalardan ayrılır.

Diğer azaların mubah olan hususlar yönünde hareket etmesinde ve ahirette aleyhine bir zarar doğurmayan şeyleri yapmasında kişinin menfaati vardır. Dilin fayda getirmeyecek doğrultuda hareket etmesi ise sahibine zarardan başka bir şey getirmez. Öyleyse bunlar üzerinde düşün.

Denebilir ki: Eğer dil dünyevi bir menfaat bulunan ve emir ya da nehiy kapsamına girmeyen mubah bir şeyi telaffuz ederse, bunun hükmü o işi yapanın hükmü gibi olmaz mı?

Buna şöyle cevap verilebilir: Dilin böyle bir şeye ihtiyaç duyması halinde bunu telaffuz etmesi hayırlı ve tercihe şayandır; ihtiyaç olmadığı zaman söylenmesi ise manasız ve aleyhine bir iştir.

Kaynak: İbn Kayyım el-Cevziyye / Medaricu’s Salikın / bkz: 108-109

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir