1. Anasayfa
  2. Ahiret Hayatına İnanmak

Elbet Kıyamet Bir Gün Kopacaktır


Kıyamet elbet kopacaktır ve her gün bir adım daha o büyük sona yaklaşmamıza rağmen, bu vurdumduymazlık, bu umursamazlık, bu hayasızlık nedendir

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in indirilmesi ve Peygamber Efendimizden sonra tam on dört küsür asır, koskocaman 1400 yıl küsür geçmesine rağmen bütün Semavi olan diğer kitaplar fiziki olarak özelliğini kaybetmesine rağmen Kur’an-ı Kerim en ufak bir değişikliğe uğramamıştır ve bu kıyamete kadar da böyle devam edecektir.

Nitekim Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de mealen buyuruyor ki; “Gerçekleşeceğinden hiç şüphe bulunmayan o kıyamet gününde, ….(1)” ve “…kendilerini bir araya topladığımız ve her şahsa, yaptığının karşılığının tam verilip, asla haksızlığa uğratılmadığı o gün gelince halleri ne olacak? (2)”.

Kıyamet elbet kopacaktır ve her gün bir adım daha o büyük sona yaklaşmamıza rağmen, bu vurdumduymazlık, bu umursamazlık, bu hayasızlık nedendir ? Allah Teala “Kıyamet günü hepinizi bir araya toplayacaktır. Bunda hiç şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir? (3)”.

Zamanın geçmesiyle beraber gelişen teknolojik imkanlar ve maddi rahatlık ve manevi boşluk kişiyi tamamen Allah’ın emir ve yasaklarından, görevlerinden uzaklaştırdı. Dünyaya olan rağbet, dünya malına tama, kadına kıza olan düşkünlük, rahat bir hayat sürme isteği kişiyi helal yolla para kazanma yollarından alıp tamamen haram yollara sevk etti. Sonuç ortada…!!!

Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v) buyuruyor ki; “Siz (devri saadette yaşayanlar) alim ve fıkıhçıları çok, okuyucu ve hatipleri az, soranları fazla olmayan, cevap verenleri çok olan bir yerde ve zamanda yaşıyorsunuz. Böyle bir durumda amel ilimden hayırlıdır. Yakında bir zaman gelecek, fıkıh alimleri azalacak, konuşanlar çoğalacak, soranlar fazlalaşacak, fakat cevap verenler az bulunacaktır. İşte o zaman ilim amelden hayırlıdır”

Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v) buyuruyor ki; “Öyle kavimler çıkacak ki onların namazlarını görünce kendi namazlarınızı hakir göreceksiniz, oruçlarınızı görünce kendi oruçlarınızı azımsayacaksınız, amellerini görünce kendi amellerinizi az göreceksiniz. Kur’an okurlar ama Kur’an-ı boğazlarından aşağıya geçmez. İşte onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar”

İslam büyüklerinden İbn Mesut diyor ki; “Bir zaman gelecek insanlarda samimiyet duygusu kalmayacak, inanmanın vermiş olduğu zevk bozulacaktır. İşte o zaman ne okuyan nede okutan ilimden hiçbir fayda görmeyecek ve alimlerin kalpleri çorak, tuzlu toprağa benzeyecektir. Çorak toprağa yağmur yağsa bile, hiç bir faydası olmaz.

Bu alimlerin gönüllerinin dünya sevgisine yöneldiği ve dünyayı ahirete tercih ettikleri zamandır. Bu zamanlar da Yüce Allah hikmet kapılarını onlara kapatır ve kalplerinde doğru yola götürücü ışıkları söndürür. O zamanın alimleri dilleriyle Allah’tan korktuklarını söylerken yaptıklarıyla bir çok kötülükler işlerler. O günlerde diller zengin, fakat kalpler fakirdir. Yüce Allah’a yemin ederim ki, bunun nedeni okutanların da, okuyanların da Allah rızasını gözetmemeleridir”

Allah kendisinden razı olsun. İbn Mesut aslında çok güzel özetlemiş. Çünkü kişi ne kadar dinini yaşamak için mücadele gösterse de, yaşasa da bunu hayatına vurgulasa da zühd (dünyaya soğuk bakma) sahibi olmadıkça, ne kıldığı namazdan zevk alabilir, ne okuduğundan bir şey anlayabilir, ne de ihlaslı bir şekilde hayat sergileyebilir.

Malum günümüzde belirtildiği üzere bir şeyi haram görürler ancak gördükleri şeyi kendileri işlerler. Ondan sonra da başkalarını suçlamaya kalkarlar. Namahreme bakmayı kötü görürler ancak kendileri güzel bir yüz yada farklı bir uzuv görünce gözlerini ondan alamazlar. Ondan sonrada ortam çok bozuldu, ahlak yok gibi sözlerle kendilerini kandırmaya çalışan dengesizler de azımsanmayacak kadar çoktur.

Yaşanan ahir zamana dair diğer bir açıklama da Huzeyfe’den gelmiştir. “Huzeyfe diyor ki; Öyle bir zamanda bulunuyorsunuz ki, içinizden biriniz bildiğinin onda dokuzu ile amel edip yalnız birini terk ederse, felakete sürüklenir. Fakat öyle bir zaman gelecek ki, o zaman bildiğinin yalnız onda birine uygun davranan kurtulacaktır. Zira o zaman dine uygun davranış az olacaktır”.Sonuç ortada.

Diğer bir örnekte ise İbn Ömer diyor ki; “Biz öyle bir zamanda yaşadık ki, kimimiz Kur’an inmeden iman etti. Sonra süreler indi, helal, haram, emir ve yasaklar belli oldu. Bunların anlamadığı bir şey olmazdı. Oysa sonraları bir takım kimseler gördüm; iman etmeden önce Kur’an bulunduğu halde Fatihadan sonuna kadar bütün Kur’an-ı okur da emir ve yasaklarından bir şey anlamadığı gibi önemsemezdi. Yaramayan hurmayı karıştırır gibi, onu karıştırıp durur”

Yaşanan ahir zamana en kesin ve en açık ifadeler

Alemlerin en üstün insanı olan Allah Resulü Hz Muhammed (s.a.v) tarafından aktarılmıştır. Bunlardan bazılarını örnek verecek olursak eğer bunlar;

  • Son zamanlarda sakalını güvercin karnı gibi boyayan bir takım insanlar gelecek, bunlar cennet kokularını tadamayacaklar
  • İnsanlar ilim öğrenip ameli terk ettikleri, dil ile sevip kalpten düşmanlık besledikleri ve yakınlarına acımayı terk ettikleri vakit Allah onlara lanet eder, kulaklarını sağır ve gözleri de kör eder
  • Son zamanlarda ümmetimden öyle insanlar gelecek ki, mescitlerde halka halka oturacaklar, konuşmalarına da (Allah değil) dünya ve dünya sevgisinden bahsedecekler. Onların toplantılarına katılmayın. Yüce Allah’ın onlara ihtiyacı yoktur

Son zamanlarda hacca giden insanlar dört gruba ayrılır;

  • Sultanlar, gezmek için
  • Zenginler, ticaret için
  • Fakirler, dilenmek için
  • Okuyucular da gösteriş için hacca giderler

“Sizler ne yerde, ne gökte Allah’ın hakimiyetinin dışına kaçarak kurtulamazsınız. Sizi Allah’tan başka ne koruyan, ne de size yardım eden bulunur (4)”

“Önemsiz bir menfaat karşılığında, Allah’a verdikleri ahdi ve yeminlerini bozanların ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak. Onların yüzlerine bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onların hakkı çok acı bir azaptır. (5)”

Gün be gün, her gün kendi sonumuza ve büyük bir sona koşarken; “İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hala koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler (6)”. “Bütün bunlardan sonra ey insan, senin mahşere ve hesaba inanmana hangi engel kalabilir? (7)”

(1-A’li İmran Süresi 25) (2-A’li İmran Süresi 25) (3-Nisa Süresi 87) (4-Ankebut 22) (5-A’li İmran Süresi 77) (6-Enbiya Süresi 1) (7-Tin Süresi 7)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir