Şunu iyi bilmek gerekir ki;
- Kadın fazlasıyla idare etmeyi, hikmetli şakaları ve hediyeler vermeyi gerektirir.
- Kadınlara karşı yumuşak davranmak ve harcamalarını hoş görmek gerekir.
- Kadınlarla güzel ahlakla ve güzel sözlerle konuşmak gerekir.
Bunlar ise ancak ilim ve hilim sahipleri tarafından yapılabilen, arifler ve hikmet sahipleri tarafından başarılabilen davranış biçimleridir. Bunu daha önce yapmamış kimse, ne harcama yapmayı, ne de cemaatle yaşamayı bilebilir. Onlar yemeklerinde yalnızlığa alışmış kimselerdir.
Diğer taraftan cimri, kaba, sabırsız ve hantal kimseler için yalnız yaşamak tavsiyeye daha layıktır. Böyleleri kalplerini kadınlardan uzak tutmalıdırlar.
Bu gibi olumsuz sıfatlara rağmen evlenen kimse, hem acı verir hem acı görür, hem eziyet çeker, hem eziyet çektirir, hem günah işler, hem de günah işletir. Çünkü kadınlar, duygusallıklarının telafisi için daha fazla yumuşakbaşlılığa, bilgisizliklerin kapatacak ilmi genişliğe, ahlaklarıyla örtüşecek ve küçük hatalarını görmezden gelecek bir lütuf güzelliği ve hikmete ihtiyaç duyarlar.
Erkek cahil ve akılsız, kaba ve ahlaksız olduğu zaman tarafların bilgisizliği birleşirken akıl ayrışır, karşılıklı kabalık ve kalp katılığı belirleyici olur. Böylece ilişkiyi düzeltmekten çok bozmak söz konusu olur. Taraflar arasında karşılıklı nefret esas olup asla barış olmaz. Bu, akıl sahiplerine özgü bir vasıf değildir.
Evlenecek kimse hal ve ahlakını bütün esaslarıyla hanımı olacak insana açıklamalı ve bu suretle kocasının nasıl bir insan olduğunu öğrenmesini sağlamalıdır. Kişi, seçimini böyle yapmalıdır Bu vera’nın gereğidir. Selef-i Salih’ten bazıları bunu yapmışlardır
Kaynak: Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı (Kutü’l-Kulub) / C: IV / bkz: 213-214