1. Anasayfa
  2. AİLE VE EVLİLİK

Evlilik Hayatında Temel İletişim Hataları


Mutluluk İçin Doğru İletişim Şartı

Günümüzde evlilik sorunları ve çatışmaları giderek artmakta, hatta bazen bu durum boşanma ile sonuçlanmaktadır. Bu süreçten hem kadın, hem de erkek çok ciddi bir çöküş yaşamakta, mutsuz olmakta, her iki tarafın ebeveynleri etkilenmekte. çocuklar ruhsal olarak örselenmektedir.

Büyük ümit ve beklentilerle kurulan bir yuva bazen basit iletişim hataları yüzünden yıpranmakta ve yıkılmaktadır. Farkında olmadan yapılan veya kişiliğin aslında bir parçası olan iletişim hataları sadece eşe karşı değildir. Yakın ilişki kurulan hemen herkesle bu sorunlar yaşanır. Ancak aynı evde ve sıklıkla yapılan bu davranışlar giderek evlilikte çatışma ve mutsuzluğa sebep olmaktadır.

Evlilikte ve Günlük Yaşamda Temel İletişim Hataları

Üzerinde baskı kurulan ve kendisine sürekli emirler verilen insan kendisini eşya gibi hissetmeye başlar. Emir vermek, yap, getir gibi direktifler kişide değersizlik ve öfke duygusu yaratır. Bu duruma maruz kalan biri yapılması istenen eylemi yapmak yerine içgüdüsel olarak daha da muhalif davranır. Özellikle sesinin tınısı sert olan, baskı kuran birisi karşısında, sürekli savunmaya dayalı bir halde olacak ve zamanla çatışma kaçınılmaz hale gelecektir.

Sık sık söz kesmek, dinlememek ve araya girip tekrar bir şeyler anlatmak başta gelen iletişim hatalarından birisidir. Sürekli koştura koştura konuşan, dikkati dağınık, dinlemeyen ve söz kesen birisiyle iletişim kurmak çok can sıkıcıdır. Karşıdakinin sözlerini işitmek başka bir şey, dinlemek ise başka bir şeydir. Birçok çift birbirinin sesini işitmekte, ancak yeterince dinlememektedir.

Karşısındakinin söylediklerine ilgisiz kalmak, dedikleri ile ilgili geri bildirim yapmadan başka konulara geçmek anlatan kişide kötü duygular oluşturur. Anlatılan konu ile ilgili geri bildirim yapmak veya soru sormak ise iletişimin daha kaliteli bir şekilde ilerlemesini sağlar. Hem kadın, hem erkek sıklıkla bu hatayı yapmaktadır. Çok fazla detay vermek ve karışık konuşma karşıdakinin aklını karıştırır. İletişimde mümkün olduğunca basit ve kısa cümleler kurarak konuşmak anlaşılır olmayı sağlayacaktır.

Sürekli dertli, sürekli hasta, devamlı bir şeylerden şikayetçi bir halde olan kişi karşıdakinde çaresizlik ve tükenmişlik duygusu yaratır Girdiği her ortamda üzülecek bir şey bulan kişi, aslında mutluluğa tahammül edememekte, karşıdakinin kendisine üzülmesini istemektedir. Bu üzüntünün daha derininde acıdan zevk alma ve tüm acılara rağmen yine de ayakta kalmış olma duygusunun sebep olduğu gizli bir kibir bulunmaktadır. Aslında günlük hayatta sevinilecek ve şükredilecek birçok olay olmaktadır. Bunu ayırt edebilen bir zihin hayatın hem pozitif hem de negatif yönlerini olduğu gibi kabul edebilecektir. Böyle birisi hem kendisine, hem de diğer insanlara daha şefkatli olabilecektir.

Birçok evliliğin başlangıcında çiftler birbirlerine karşı sevgi dolu ve toleranslıdır. Ancak zamanla birbirlerinin olumsuz yönlerine daha fazla odaklanırken, olumlu yönlerini daha az görmeye eğiliminde olurlar. Birbirlerine olan duygusal yakınlık zamanla arttıkça birbirlerini incitecek ve genelleme yapacak şekilde konuşmalar da artmaya başlar. Örneğin “sen zaten bu hataları hep yaparsın” veya “sen beni üzmekten zevk alırsın” gibi konuşmalar artmaya başlarken, olumlu duygu yaratan cümleler çok nadir kullanılır Konuşulacak hiçbir şey bulanamazsa eski dosyalar açılır ve geçmişte yaşanan eski olumsuz olaylar hatırlatılır. Bunları yapmak yerine kişinin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini görmek, olumlu olanları sıklıkla olumsuzları ise daha nadiren söylemek daha uygun olacaktır

Bazı insanlar her şeyi çok bilen, sürekli öğüt verici, tavsiye edici, ahlak dersi veren bir yapıdadır. Bu tarz konuşma başlangıçta iyi gelse bile zamanla sıkıcı biri haline dönüşür Şöyle yaparsan iyi edersin ancak eğer şöyle yapmazsan başına şu gelir gibi tehdit edici konuşmalar iletişimi daha kaotik hale getirir Karşıdaki insan bilgilenmek istediğinde bu yola başvurmak, bunu istemediği zamanlar ise buna saygı duymak uygun olacaktır.

Bazı eşler içindeki olumsuz duyguyu sık sık diğerine yükleme çabası içindedir. Öfkeli iken karşıdaki de öfkelensin, üzgün olduğunda ise üzülsün ister. Öbür kişi aynı duyguyu hissedene kadar zorlar. Erkek daha çok alay ederek ve aşağılayarak duygu yüklerken, kadın iğneleyici ve suçlayıcı konuşma ile kötü hissettirir. Bu tür yaklaşımlar zamanla çiftleri birbirinden uzaklaştırır ve yalnızlaştırır.

Karar vermek ve bir eylem yapmak, eylemin olumsuz veya olumlu sonuçlana katlanabilmek ile ilgilidir. Yetişkin bir kişi yaptığı eylemin sorumluluğunu alabilirken, çocuk ruhlu birisi bunu başaramaz Bir konuda fikir söyler ve daha sonra ama ile başlayan bir cümle ile tam zıttı başka bir fikri savunur. Sonra ama der ve baştaki fikre geri döner. Bu konuşma böyle devam edip giderken muhatabının hissettiği, sıkılma, öfke ve çaresizliktir.

Anne ve baba çatışma yaşadığında bazen çocuk kendi tarafını tutsun eğiliminde olabilir. Bir çocuk ne anneden ne de babadan vazgeçemez. Bu yüzden ebeveynler çocuğu hakem olmaya, kendi tarafını tutmaya zorlamamalıdır Mutlaka bir hakem gerekiyorsa yetişkin birisine danışma veya bir profesyonelden destek alma daha uygun olacaktır

Birçok çift evlilik öncesi eşinde bulunan bazı özellikleri zamanla değiştireceğini planlar. Diğer yandan eşinin kendisini olduğu gibi kabul ettiğini ve hiç değiştirmek istemeyeceğini zanneder. Cicim ayları bittikten sonra da eşini değiştirme çalışmaları başlar.

Bir insanın içsel değişimi çok uzun zaman alan hatta bazen ancak profesyonel bir destekle mümkün olabilecek bir durumdur. Bu yüzden çiftlerin hem kendilerini, hem de eşini olduğu haliyle kabul etmesi ve sevmesi daha uygun olacaktır.

İyi kurulan bir iletişim ile evlilik kurumu huzurlu ve keyifli bir halde devam edecek, ruhsal olarak sağlıklı çocukların yetişmesini sağlayacaktır. Eğer bu bilgileri uygulamada zorluklar oluyorsa çatışmalar büyümeden bir uzmandan yardım almak isabetli olacaktır

Kaynak: Uzm Dr: Timur Harzadın (Psikoterapist / Klinik Psikolog) / Diyanet Aile Dergisi / Haziran 2016 / bkz: 22-26

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir