1. Anasayfa
  2. Vaazlar

Ey Nefis…. Sana Yazıklar Olsun ki….


Ey Nefis; Sana yazıklar olsun: Hayrete şayandır ki, ne kadar çok nifakın ve batıl iddiaların mevcuttur. Dilinle imanlı olduğunu söyleyip iddia ederken, uzuvlarından nifak fışkırıyor.

Ey Nefis; Sana yazıklar olsun: İsyana dalarken eğer Allah görmüyor diye dalıyorsan, bu senin için küfrün en büyüğüdür. Eğer Allah’ın seni gördüğünü biliyor da isyanını bu halde yapıyorsan nefsine yaptığın çok büyük terbiyesizlik ve ahlaksızlıktır diyerek çatmalı ve onu tekdir etmelisin.

Ey Nefis; Sana yazıklar olsun: Köle veya kardeşlerinden herhangi biri senin istemediğin bir şeyi yapmış olsalar, onlara kızmaz mısın? Bunu aklına getir ve Allah’a hangi cesaretle isyankar olduğunu da unutma. Eğer Allah’ın gadabına ve seni maruz bırakacağı azabına tahammül edebileceğini zannediyorsan sana yazıklar olsun.

Vay o zaman senin haline. Onun cezası ve azap vermesi her şeyden zordur. Bunu anlayabilmek için bir saat müddetle güneş altında, hamam da kalman veya parmağını ateşe tutman yeterlidir. Kendini bu şekilde deneyebilirsin. Allah’ın fazlına ve keremine itimadın mı var yoksa? Onun senin yaptığın ve itaate ihtiyaç hissetmediğini düşünüyor da onunla mı gururlanıyorsun?.

Önce şunu unutma :

Madem bu davanda sadıksın, öyle ise dünyalık konusunda neden ona güvenmiyorsun? Düşman sana çeşitli tuzaklar kurarak saldırırken, sen bu çeşit hileleri neden denemiyor da Allah’ın keremine bağlılık göstermiyorsun?

Paraya muhtaç olduğun zaman neden bütün var gücünle çalışıyor ve her çareye başvurup gayret ediyorsun da, Allah’ın adetinde ve sünnetinde asla değişme olmadığını, dünya ve ahiretin Rabbinin tek olduğunu ve insana düşen şeyin çalışma ve gayretten başka bir şey olmadığını neden bilmiyor ve öğrenmiyorsun?

Allah Sana Acısın Ey Nefis ;

Sanki sen hesap gününe inanmıyorsun.

  • Ölümle kurtulacağını sanıyorsun. Heyhat ! Başıboş bırakılacağını mı sanıyorsun?
  • Sen akışkan bir damla meniden ibaret değil miydin?
  • Sonra bir et parçası olmadın mı?
  • Sonra yüce Allah seni tam organlı bir hale getirdi. Bunu yapan Allah, ölüleri diriltme gücüne sahip değil mi?
  • Eğer kalbinde bu inanç gizli ise sen ne acayip bir inkarcı ve ne garip bir cahilsin. O’nun seni hangi maddeden yarattığını hiç düşünmez misin?

Seni bir damlacıktan yarattı, dünyaya getirdi, sonra öldürüp mezara gömdürdü. Bütün bunlardan sonra sen hala sonra o, dilediği zaman seni mezarında diriltecekti’ sözünde O’na inanmıyor musun?

Eğer O’na inanıyorsan neden günahlardan sakınmıyorsun? Halbuki eğer bir Yahudi doktor en sevdiğin yemek için sana ‘Hastalığında bu sana zararlıdır’ derse o yemeği bırakır ve yemezsin. O yemeği yememek için nefsinle mücadele edersin.

Bu durumda; Mucizelerle desteklenen Peygamberlerin sözleri ve yüce Allah’ın kitabı, senin yanında eksik ilimli bir Yahudi’nin sözlerinden daha mı değersizdir?

Hayret sana;

Bir çocuk sana elbisenin içinde akrep var dese, çocuktan delil istemeksizin derhal elbiseni çıkarıp atarsın. O halde senin yanında Peygamberlerin, alimlerin ve bütün evliyanın sözleri, henüz aklı gelişmemiş bir çocuğun sözlerinden daha mı az değersizdir?

Cehennemin harareti, acısı, ızdırabı, sıkıntısı bir akrebin ısırmasından daha mı hafiftir? Senin bu yaptığın, bir akıllının yağacağı şeyler değildir. Hayvanlar bile eğer senin durumunu anlasaydılar, haline güler ve aklınla alay ederlerdi.

Ey Nefis;

Eğer bütün bunları biliyor ve inanıyorsan o halde neden ameli geciktiriyorsun? Halbuki ölüm yolunu kolluyor. Zaman tanımaksızın seni kapabilir. Ecelin acele etmeyeceğine emin misin? Farzet ki sana yüz yıllık süre tanınmış olsun. Gediğin en derininde bineğini yediren kimsenin o binekle yolunu aşacağını zannediyor ve buna inanıyor musun?

Eğer bu fikirde isen sen çok büyük bir ahmaksın demektir. İlim tahsil etmek için evden çıkıp senelerce başıboş gezdikten sonra köyüne gideceği son yılda ne kadar çok okursa okusun bu okumakla hoca olunur mu hiç? Bu fikre sahip olan adama sen gülmez misin?

  • (Haricen Not: Daha gencim Allah’a isyan edeyim, günah işleyeyim, yaşlanınca itaat ve ibadet ederim diyenler bunu biraz tefekkür edip düşünsün bence)

Diyelim ki hayatın sonra ereceği zaman yapacağın ibadetler sana kafi gelecek. Hayatının sona ermeyeceğini nereden öğrendin? O halde neden Allah’a ibadette kusur ediyorsun?

İmkansız ama, sen daha yaşayacağının bildirildiğini kabullensek bile, ibadetini neden sonraya bıraktığını senden yine sorar. Buna sebepte nefsinin ibadetin zorluğuna katlanmasına izin vermemesi ve bu zorluğa tahammül etmeyerek şehvetlerine tabi olmasıdır.

Ne oluyor?

Şehvetlerine karşı gelmenin kolay olduğu bir günün geleceğini mi zannediyorsun? Böyle bir günün geleceğini bekliyorsan kandını kandırıyorsun ve yanılıyorsun. Çünkü Allah böyle bir günü halketmemiştir ve halketmez de. Cennet her zaman güçlük ve engellerle sarılıdır. Bu güçlükler hiçbir zaman ve hiç kimse için hafifletilmez.

Kaç seneden beri yarın, yarın diyerek kendini kandırdığını düşünsene! Bugün geçti gitti, fakat sen hala eski hesaba bakıyorsun. Bugün dünden, yarında bugünden farklı günler değildir. Dün aciz kaldığın şeyden bugün yine acizsin, yarın da aciz kalacaksın. Bu böyle devam edip gidecek. Çünkü şehvetler kök salan ağaçlara benzerler.

Kaynak: İmam Gazali / İhyau Ulumi’d-Din / C: IV

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir