1. Anasayfa
  2. Dünya Hayatı

Fakirliğin Fazileti Ve Üstünlüğü


Ariflerden bir zat şöyle demiştir: İnsanlar üç sınıftır:

  • Ahireti sebebiyle dünyayı ihmal edenler ki onların hali kazananlar= fa’izün derecesidir.
  • Ahireti için dünyalık kazananlar ki bunların hali de kurtulanlar= nacun derecesidir.
  • Dünya sebebiyle ahireti ihmal edenler ki bunların hali de helak olanlar= halikün derecesidir.

Bir alim biraz daha ileri giderek şöyle demiştir: Allah Tealayı seven yaşar, dünyayı seven şaşar, akılsız ahmaklar da sağa sola gidip gelirler (1)”

Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerim’in yaşayan örneği Hz Muhammed ve onun seçilmiş ashabıdır Nitekim bir hadis-i şeriflerinde Allah Resulü (s.a.v); Herkesin bir sanatı var. Benim sanatım ise fakirlik ve cihattır. Her kim bu iki şeyi severse beni sevmiş olur. Bu iki haslete buğzeden de bana buğzetmiş olur.

Bir başka hadis-i şeriflerinde ise;

Nitekim maneviyat önderlerinden “Şakiki Belki şöyle demiştir: Fakirler ve zenginler üçer şey seçmişlerdir

  • Fakirler; Beden rahatlığı, kalp huzuru ve kolay olan hesabı seçmişlerdir.
  • Zenginler ise; Bedenlerinin yorgunluğu, kalplerinin meşguliyeti ve hesabında zor olanını seçmişlerdir (2)”

Nitekim Resulüllah (s.a.v): Her ümmetin bir fitnesi var. Benim ümmetimin fitnesi de mal mülktür. ve yine Resulüllah (s.a.v) buyuruyor ki; Cennete ilk davet edilecek kimseler; hem bolluk hem de sıkıntılı dönemlerinde Allah Tealaya hamd edenlerdendir.

“Ne diriler, ne de ölüler denk olurlar (Fatır’22) ayetinin tefsiriyle ilgili olarak Hasan el-Basri’nin (r.a): Burada kastedilen iki zümre zenginlerle fakirlerdir. Hasan’a göre fakirler Rableri sayesinde diri olanlar, zenginler de dünyaya sarılmaları sebebiyle ölü olanlardır (3)”

Resulüllah (s.a.v); Şeytanın zenginler hakkında şöyle söylediğini bildirmektedir.

Şeytan diyor ki; Zenginler üç şeyden birini mutlaka işler.

  • Ona mallarını güzel gösteririm, hakkını ödemez
  • Ona harcamayı kolaylaştırırım, yerinde olmayan şeylere harcar, israf eder
  • Mal sevgisini kalbine yerleştiririm, onu haksız bir şekilde kazanır.

O zaman ;

“Fakir olan kimsenin Allah Teala’nın bu nimetine minnet etmesi gereklidir. Ayrıca bilmelidir ki Rabbi, kendisini sevdiği için onu dünyadan mahrum bırakmıştır. Ona, Peygamberlerine ve veli kullarına yaptığı ikramı yapmıştır. Bu yüzden hamd etmeli ve bu duruma feryat etmemelidir.

Başına gelen geçim sıkıntısına sabretmeli ve bilmelidir ki Allah Tealanın ahirette hazırladığı nimetler, dünyada mahrum bıraktıklarından daha hayırlıdır. Kaldı ki fakirliğin hiçbir kıymeti olmasa dahi Resulüllah (s.a.v)’in sanatı olması ve bu konuda ona uyuluyor olması ne kadar büyük bir kazançtır (4)”

“Rabbi, insanı denemek için ona değer verip, nimetlere garkedince o: “Rabbim hakkım olan ikramı yaptı” der (5)” yine denemek isteyip de nasibini daraltınca “O: “Rabbim beni zelil, perişan etti” der (6)”

ve unutmayın ki; “Kim Allah’ı severse Allah (c.c) onu sınar. Allah (c.c) kullarından ancak şükreden, sabreden ve zikredenleri, Aziz ve Celil olan Allah’tan başkasına ibadet etmeyenleri imtihan eder (7)”

Selam hak edenlerin üzerine olsun vesselam…

İsmail Ekinci

(1-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C:4 / bkz: 356) (2-Ebu’l Leys Semerkandi / Tenbihü’l Gafilin / bkz: 309) (3-Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı / C:4 / bkz: 164) (4-Ebu’l Leys Semerkandi / Tenbihü’l Gafilin / bkz: 311) (5-Fecr 15) (6-Fecr 16) (7-İbn Kesir – İbn Kesir Tefsiri (Tefsiru’l Kur’an’il Azim) – C:5 – bkz: 187)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir