1. Anasayfa
  2. BİLGİBANK

Günahların Olumsuz Sonuçlarından Birisi: Kulun Allah’ı ve Nefsini Unutması


Helak Olmanın Başlangıcı: Allah’ın Kulunu Unutması

Günahların olumsuz sonuçlarından biri de Allah’ın kulu unutmasına, onu terk etmesine, kulun nefsiyle şeytanı arasındaki engeli kaldırmasına sebep olmasıdır ki, hiçbir kurtuluş ümidinin bulunmadığı helak da işte tam bu noktadadır.

Allah Teala şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir (Haşr Suresi 18-19)

Yüce Allah, takvalı olunmasını emretmiş ve mümin kullarının takvayı terk edip de Allah’ı unutanlara benzemeye çalışmasını yasaklamıştır. Takvayı unutan kimseyi nefsini unutturmakla cezalandıracağını haber vermiştir. Yani nefsinin yararına olacak şeyleri, azaptan kurtaracak şeyleri, ebedi hayatı, o hayatın mükemmel lezzetlerini, sevincini ve nimetlerini celbettirecek hususları unutturmakla cezalandıracağını bildirmiştir.

Nefsin Unutulmasının Sonuçları

Allah’ın bütün bunları kula unutturmasının sebebi, kulun Allah’a tazimi, haşyeti ve ilahi emirlere boyun eğmeyi unutmuş olmasıdır. Bunların bir sonucu olarak günahkar kimsenin kendisi için yararlı olan şeyleri ihmal ettiğini, ziyan ettiğini görebilirsiniz. Allah böyle bir kimsenin kalbini, Kendisini zikretmekten gafil kılmış, kul nefsi arzularına tabi olmuş ve Allah’ın emrini bir kenara bırakıp zayi etmiş olur.

Kulun dünya ve ahiretine yönelik maslahatları da zayi olmuş, sonsuz mutluluğunu kazanma konusunda tefrite düşerek çok gerilerde kalmış ve ebedi mutluluğu, bir yaz bulutu ya da zihnindeki hayal gibi en seviyesiz lezzetlerle değişmiştir. Bir şiirde denildiği gibi;

  • Bir rüya yahut silinip giden bir gölge adeta,
  • Böylelerine aldanma olmaz aklı başında insanda

Günah işlemenin olumsuz sonuçlarından en önemlisi, kulun kendi nefsini unutması ve ihmal etmesi, nefsinin Allah karşısındaki payını/nasibini zayi etmesi ve bu nasibi aldırış etmeden en düşük pahaya, adeta zararına satmasıdır. Bunun neticesinde vazgeçilmesi mümkün olmayanı, yeri doldurulamayanı zayi etmiş, onun yerine vazgeçilebilir veya yeri doldurulabilir olana geçirmiştir.

  • Yerini doldurmak mümkün, ziyan ettiğin her şeyin,
  • Yerini hiçbir şey dolduramaz, zayi edersen Allah’ın

Allah (c.c) dışındaki her şeyin yeri doldurulabilir ama Allah’ın yeri hiçbir şeyle doldurulamaz. Her şeyden vazgeçilebilir ama Allah’tan vazgeçmek mümkün değildir. Allah’tan başka her şeyden korunmak mümkündür ama Allah’a karşı seni hiç bir şey koruyamaz. Her şeye engel olmak mümkündür ama hiçbir şeyin Allah’ı engellemesi mümkün değildir.

Peki ya kul, böyle bir varlığa itaat etmekten göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa vazgeçebilir mi? O’nu zikretmeyi nasıl unutabilir? Emrini nasıl zayi edebilir? Ve bunun sonucu olarak nefsini nasıl unutturur, ardından da nefsini zarara uğratıp en tehlikeli biçimde kendini zulme nasıl maruz bırakabilir?

Kul aslında Rabbine zulmetmemiş, kendine zulmetmiştir. Rabbi ona zulmetmiş değildir, kendine zulmeden bizzat kulun ta kendisidir.

Kaynak: İbnu’l Kayyım el-Cevziyye / ed-Dua ve’d Deva (Kalbin İlacı) / bkz: 159-161

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir