Tövbe-i Nasuh’un Şartları
Kul, her günahından dolayı on tövbe etmedikçe Allah Teala tarafından sevilen bir tövbekar olamadığı gibi tövbesi de Allah Teala’nın şart koştuğu ve Peygamber’in de (sav) tefsir ettiği Tevbe-i Nasuh sıfatını haiz olamaz.
Her günahtan dolayı edilecek on tövbe şunlardır:
- O günahı tekrar işlemeyi terk ederek tövbe etmek;
- Onu dile getirmekten tövbe etmek;
- Günahı işlemeye sebep olan kişilerle tekrar bir araya gelmekten tövbe etmek;
- Benzer bir günahın ardına düşmekten tövbe etmek;
- O günahı düşünmeye tövbe etmek;
- Onun hakkında konuşanları dinlemeye tövbe etmek;
- Ona niyetlenmeye tövbe etmek;
- Tövbede olabilecek kusurdan dolayı tövbe etmek;
- Ettiği tövbe ile terk ettiği şeylerin tamamını sırf Allah rızası için terk etmeyi istememiş olma ihtimalinden dolayı tövbe etmek;
- Ettiği tövbe üzerinde düşünerek onunla teskin olmaktan ve onu delil olarak görmüş olmaktan dolayı tövbe etmek.
Kul, bu tövbeleri ifa ettikten sonra da, Allah Teala’nın celali ve kudretinin azametinin ifadesi olan tevhid akidesine muttali olmasından doğan ziyade sevap ve lütufların büyüklüğünü müşahede etmesi sebebiyle O’nun kendi üzerindeki Rububiyet hakkın ifa etmedeki kusurunu daha yakından görecektir. Bu safhaya ulaştıktan sonra ettiği her tövbe, bu müşahedesinin hakikatinin gereğini yapma noktasında gösterdiği her kusurdan dolayı olacak, istiğfarı ise, Allah Teala’nın makamının ululuğu, ziyadesiyle sevabının devam-lılığı ve bilgilendirmesini yakından görme noktasında göstereceği himmet eksikliği ve kalbi zaafiyetten ötürü olacaktır
Kaynak: Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı (Kutü’l-Kulub) / C:II / bkz: 197
