Bu Dünyada Herkesin Hayatında İki Seçenek Vardır
Namazını kılan, orucunu tutan vesair diğer ibadetleri yerine getiren birisi bir anda bunlarda gevşeklik gösterip ya tamamen bırakabilir yada kademe kademe vazgeçebilir. Ya da tam aksine hiçbir ibadeti yerine getirmeyen birisi bir anda U dönüşü yaparak kendini Allah’a adayabilir, O’na karşı kulluk görevlerini yerine getirebilir ve bir süre sonra bunda da gevşeklik meydana gelebilir. İşte böyle bir kişinin önünde iki seçenek vardır
Hedefe ulaşma yolunda gayret gösteren herkesin başına bir duraklama, bir aralık arız olur, duraklamadan sonra yoluna devam eder.; Evet herkesin başına bir duraklama gelebilir. Fakat duran kişinin iki hali vardır ki;
1- Ya kendisini toparlamak ki, yola yeniden hazırlanmak için durur. Bu yeniden yola çıkmak için durmaktır ki, durması seyrini etkilemez. Nitekim bir hadis-i şerifte; Her amelin bir külfeti, her külfetin de bir ferahlığı vardır’ buyrulmuştur.
2- Veyahut da kendisini arkasından asılan, peşinden çağıran bir sebepten dolayı durur. Eğer buna iltifat ederse, kaçınılmaz olarak onu yolundan alıkoyar, geri bırakır.
Şayet Allah onu rahmetiyle korur, kervanın geçtiğini, kendisinin de kervandan geri kaldığını bildirirse, ara verdiğinde üzülerek öfkeyle uyanır, kervana yetişmek için sürat ve gayretle ileri atılır. Fakat kendisini alıkoyan şeyle uğraşmaya devam eder, ona kulak verir o şey onun gafletten ve hevasının çağrısına uymaktan kurtulup ilk haline dönmesine izin vermez. Bunun neticesinde onu eskisinden daha kötü ve daha düşük bir duruma düşürür ki, hastalığın tam kurtulmuşken tekrar şiddetle nüksetmesi gibidir. Bu ise birincisinden daha tehlikeli ve daha şiddetlidir.
Hülasa, Allah Teala bu kulu düşmanının elinden çekip almak suretiyle korur, kurtarırsa ne ala! Yoksa ölüme doğru gitmeye başlar, gerisin geriye döner, ters yüz olarak yuvarlanır gider. Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır ve ancak Allah’ın koruduğu korunmuştur.
Yukarıdaki makaleden özetle anlatılmak istenen şudur ki: Şeytanın vesveselerine kulak asmayın, duraksamayın ki duraksadığınız anda zaten işler sarpa sarmaya başlar. Duracak bile olsanız o bir anlık duraksamada analiz edin sizi çağıran şey Allah’ın rahmetine mi yoksa Allah’ın gazabına mı çağırıyor. Gazabına ise hiç dönmeden yolunuza devam edin.
Şayet rahmet olduğuna dair bir kanı ağır basıyorsa eğer; arkanızdan seslenen kişi insan ise ve ehl-i imandan ise dinleyin; aksine bu arkadan seslenen kişi ve hissettiğiniz şey şeytanın vesvesesi ise; her ne kadar başı hayır gibi görünecek olsa da sonu şerdir. O yüzden vesveselere hiçbir şekilde kulak asmayın ve oralı olmayın. Yapmanız gereken neyse Hak olmak şartıyla onu yapın vesselam
Kaynak: İbn Kayyım El-Cevziyye / Medaricu’s Salikin (Kur’ani Tasavvufun Esasları) / bkz 248