Aile ve İnsan Hayatı
Aile, insanın küçük dünyasıdır. Bu dünya içinde yaşananlarla insanın hayatı ya cennete, ya da cehenneme dönüşebilir.
Aile İçinde Sorumluluklar
Aile içinde iç huzurun sağlanabilmesi için, her fert kendine düşen sorumlulukların farkında ve bu sorumlulukları en iyi biçimde yerine getirme çabası içinde olmalıdır. Kendi sorumluluklarını yerine getirmeyen bir aile bireyi, diğer bireylerin sorumluluklarını yerine getirmekteki hata ve kusurlarını uyarma hakkını da kaybetmiş olur.
Aile İçi Şiddetten Kaçının
Giderek değişip geliştiğini düşündüğümüz yaşantımız içinde, şiddet görüntülerinin ve haberlerinin sayısı giderek artıyor.
Aile İçindeki Şiddet Türleri
Şiddetin büyük bir kısmı da ne yazık ki aile içinde yaşanıyor. İnsanların öğrenim düzeyinin yükselmesi de aile içinde uygulanan şiddeti tamamen yok edemiyor; saygı sınırlarının aşılmasıyla, karşılıklı sarf edilen rencide edici, küçük düşürücü sözlerle aile içi şiddetin bir başka boyutu yaşanıyor. Dolayısıyla şiddet, ailenin ruhu olan sevgi ve saygıyı temelden sarsıyor.
İç Dünyamızı Cennete Çevirmek
İç dünyamızı cennete çevirmenin ilk unsuru eşlerin birbirine anlayış, hoşgörü ve saygı çerçevesi içinde davranmasıdır.
Böylesi güzel davranışların sergilendiği ailelerde de zaten sözlü ya da bedensel şiddet görüntülerinin yaşanması mümkün olmayacaktır.
Herkes İdeal Bir Eş İster
Ev işlerinde eşlerin birbirine yardımcı olması sadece görev paylaşımı olarak değil, bu davranışların karşı tarafa verilen değer ve önemin belirtisi olarak da gösterilmelidir. Kimi zaman yemek sofrasında eksik olan küçük bir şeyin eşten istenmesi yerine kendisinin alması bile güzel bir jest olacak, aradaki samimiyetin güzelliğini ortaya koyacaktır.
Beklentiler ve Davranışlar
Muhakkak ki herkes ideal bir eşe sahip olmak ister. Erkek, eşinin her konuda en iyisini yapmaya çalışan bir kadın olmasını isterken aynı zamanda güneş gibi şefkatiyle kendisini ısıtmasını arzu eder. Kadın da kocasının tam güvenilir, güçlü bir kişilik sahibi, her türlü ihtiyaçlarını temin edebilecek bir insan olmasını arzu eder.
Davranışlar ve Karşılıklı İletişim
Her iki taraf da kendi beklentilerine ulaşma yolunda karşı tarafın isteklerine kayıtsız kalmamalıdır. “Davranışlar davranışları doğurur” prensibiyle isteklere ve beklentilere karşı tavır oluşturmalıdır.
Kaynak: Betül Erdoğan / Kalbin Mutluluk Rehberi / bkz : 38-39