Kul, bir amelin kendisi için geçerli olmasını sağlamak için, güzel niyetini sürekli tazelemelidir.
Sonra durup amelinde herhangi bir illet ve kusurun bulunup bulunmadığını derin derin düşünüp araştırmalıdır. Yakini müşahedesi ile, olabilecek kusurları bertaraf etmelidir. Ardından da niyetlendiği ameli, sırf Allah rızası için eda etmelidir. Kastında, vecdinde, sevabında ve talebinde O’ndan başka hiçbir şeye ve varlığa yer vermemelidir. Sonra da bu amel üzere istikametini korumalıdır. Amel esnasında bir illete müptela olduğunda onu derhal dışlayarak şahitliğini hakkıyla ifa etmelidir. İhlasın özü işte budur.
İhlaslı kimse, ihlasında iki şeye ihtiyaç duyar. Bu ikisi arasında tercihte yapılamaz.
- Birincisi, kasd yani yönelmenin yalnız ve yalnız Allah Teala’ya olması ve O’nun ahirette vaadettiğini talep etmesidir
- İkincisi ise, amelini tehlikeye atabilecek bütün kusur ve afetleri ondan uzaklaştırması, ona bulaşabilecek afetlere karşı uyanık ve dikkatli olmasıdır. Bu şekilde amelin ihlası kemale erer ve heva bulanıklığından uzak kalır. Gizli arzudan sıyrılarak riyadan da halis olur
Kaynak: Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı (Kutü’l-Kulub) / C: IV / bkz: 26-27