1. Anasayfa
  2. KUTSAL KİTAPLARA İNANMAK

İnsanlığa İlahi Mesaj ve Rehberlik: Vahiy


Rahmet Kaynağı Olarak Vahiy

Vahiy, Yüce Allah’ın, peygamberleri aracılığı ile insanlığa mesajıdır. Varoluşla başlayan ilahi bir beyandır. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (a.s) ile başlamış ve son Peygamber Hz Muhammed Mustafa (s.a v) ile son bulmuştur.

Allah, gönderdiği vahiyle insanın sağlam bir inanca sahip olmasını, güzel bir hayat yaşamasını ve neticede ahiretini kazanmasını murat etmiştir.

Vahiy, insanın maddi ve manevi dünyası için bir rahmettir. Nitekim Rabbimiz, “Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır (Ankebut 51)” buyurmaktadır.

Vahyin Evrenselliği

İnsana düşen rahmet ve ibret yüklü uyarılara kulak vermek, duyarsızlık, ilgisizlik ve gibi davranış ve anlayışlardan uzak durmaktır. Bir başka ayette ise “Biz Nuh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, torunlara, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik (Nisa 163)” buyrulmaktadır.

Bu ve benzeri ayetlerde Allah, vahyin kaynağının kendisi, muhatabının ise nebiler aracılığıyla insanlık olduğunu beyan etmektedir. Aynı zamanda Rabbimiz, ayetlerine muhatap kıldığı peygamberlerini vahiy merkezli hayatın örnek şahsiyetleri olarak bizlere tanıtmaktadır.

İnsanın Kendi İle Buluşması: Yaratılış Gayesi

Allah insanı vahye muhatap kılması, insana verdiği değerin ve onun mahlukat içerisindeki özel konumunun bir ifadesidir. Dolayısıyla insanın vahiy ile buluşması gerçekte yaratılış gayesi, fıtratı ve vicdanı ile buluşması, alemle ve rabbi ile barışık olması demektir.

Böylece Allah, vahiy ile insana kim olduğunu, yeryüzün de bulunuş amacını, ölümden sonraki hayatı öğreterek insanın vahyin değerini idrak ederek tefekkür, tezekkür ve şükür ile tevhid, adalet ve güzel ahlak merkezli bir hayat yaşamasını murat etmektedir.

Hayat Rehberi Olarak Son Vahiy Kur’an-ı Kerim

Allah’ın, peygamberleri vasıtası ile insanlığa gönderdiği kitaplar bir hidayet ve istikamet rehberidir. İnsan vahyi rehber edindiği oranda doğru yol üzeredir. İnsana düşen, kendisini inşa etmek için gönderilmiş vahye gönül vermektir. Ancak o zaman emrine amade kılınan tüm varlığa karşı sorumlulukların hakkı ile yerine getirebilir ve rabbine hakiki kul olabilir

Yuce Rabbimiz Alemde var olan her seyi bir anlam ve amaçla yaratmıştır. Bu gerçek, Kur’an’da “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hap Allah anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler) “Rabbimiz Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru (Al-i İmran Süresi 191) ifadesi ile zikredilir.

Dolaysıyla insanın en büyük vazifesi vahyi anlamak ve onu yaşamaktır. Bu bağlamda vahyin son ve kıyamete kadar varlığını devam ettirecek olan kitabı Kuran Kerim tevhidden adalete, nübüvvetten ahirete, ibadetten ahlaka, alemin yaratılışından insanın varoluş gerekçesine varıncaya kadar hayatın tüm alanlarını kuşatan ilkeler ve mesajlarıyla insanlığın yolunu ve ufkunu aydınlatmaktadır

Kur’an Kerim’e iman eden müminlerden beklenen ise evinden ipine, mabedinden mektebine, ticaretinden sanatına sokağından şehrine varınca ya kadar, dünya ve ahiret huzuru için gönderilmiş Allah kelamını hayatın her alanında rehber kılmasıdır

Bütün bu gerçeklikle birlikte tarihin birçok döneminde vahye muhatap olan insan bu muradı anlamayı öteleyerek birçok yanlış düşünce ve inanca saplanmıştır. Rabbimiz ilahi hitabın son halkası olan Kur’an-ı Kerim de topluluğun vahyin bir benzerini getiremeyeceğini ilan ederek inkarcılara meydan okumuş, vahyin amacını beyan ederek ona uygun bir hayat yaşamanın gerekliliğini hatırlatmıştır

Vahiy, tebliğ ve temsil edilmesi gereken bir nimetti. Müminlerin vahyin tebliğinde ve temsilinde özensiz yada ihmalkar davranması büyük bir vebaldir. Kur’an-o Kerim’de Allah, peygamberlerin tebliğ ve temsil mücadelesini açıkça anlatmak suretiyle onlar müminlere örnek göstermektedir.

Tebliğ ve Temsil Sorumluluğu

Krizler ve bunalımlarla kuşatılan insanlığı, İslam’ın kurtuluş ve esenlik mesajları ile buluşturma ve çağın sorunlarına Kur’an’ın ilkeleriyle çözümler üretme noktasında öncelikle Müslümanların tebliğ bilincine ve temsil duyarlılığına na sahip olması hayati öneme sahiptir

Müslümanlar olarak geçmişte olduğu gibi bugün de tarihin öznesi olmanın yolu, bu şuur ve samimiyete sahip olmaktan geçmektedir Zira Müslümanlar tebliğ ve temsili hakkıyla yerine getirdikleri tarihin her döneminde iyiliğin, hayrın ve güzel ahlakın temsilcileri olarak hayata ve tarihe yön vermiş, kurdukları medeniyetlerle tüm insanlığın huzur ve güvenini temin etmiştir

Elbette vahyin son kitabı Kur’an-Kerim’ anlama ve yaşama noktasında en büyük imkan ve vazgeçilmez değer Resul-i Ekrem Efendimizn sünneti seniyyesidir.

Kur’an ve sünnet İslam’ın en temel iki kaynağıdır

Sünnetin dindeki yerini hafife almak, gerçekte Allah’ın peygamberlerine yüklediği misyonu hafife almaktır. Zira Allah Resulü vahyi sadece tebliğ etmemiş aynı zaman da tebyin de etmiştir. O, vahyi sadece insanlara ulaştırmakla kalmamış vahyin bizzat ilk uygulayıcısı olmuş ve onu yaşanan bir hayata dönüştürmüştür.

Birçok ayette Allah’a itaatten sonra peygambere itaat zikredilirken Allah’ı sevmenin yolunun da Resulüllah’ı takip etmekten geçtiği belirtilmiştir

Ayrıca Allah Resulünün Veda Hutbesinde beyan ettiği: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti” hadisi de Kur’an ile sünnetin dindeki bağını ve bütünlüğünü dikkatlerimize sunan nebevi bir uyandır

Bügun müminler olarak Peygamber Efendimizin örnekliğiyle Kur’an’ın hakikatlerini güzel bir üslup, doğru bir metot, bilgi ve hikmet yüklü bir anlayışla günümüz insanına ulaştırmak en büyük sorumluluğumuzdur Nitekim Yüce Allah;

“Rabbinin yoluna hikmette ve güzel öğütle davet et (Nahl 125) buyurmak sureti ile bu gerçeği hatırlatmaktadır. Şüphe yok ki vahyin aydınlık ilkeleriyle buluşan insanlık varlığını ve gayesini idrak edecek ve bu sorumlulukla dünyasını ve ahiretini mamur edecektir

Kaynak: Ali Erbaş / Diyanet Aylık Dergisi / Ağustos 2021 / bkz: 6-7

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir