1. Anasayfa
  2. Allah'ın Varlığına İnanmak

Kim Allah’a ve Resulüne Verdiği Ahdi Sözü Bozarsa Anncak Kendi Aleyhine Bozmuş Olur Ayetinde Anlatılmak İstenen Nedir?


Emirlerine itaat, nehiylerinden kaçınma hususunda Allah’ın kitaplarında açıkladığı konulara ait ahitlerini bozmak de­mektir bu.

Bir de Rabbimizin sözünü ettiği bu ahit daha önce peygamberleri ve kitapları aracılığıyla ehl-i kitaptan aldığı ahiddir. Rabbimiz her bir dönem gönderdiği kitapları ve peygamberleri aracılığıyla önceki toplumlardan ahid almıştı.

Musa (a.s) kendi döne­minde İsrail oğullarından söz almıştı. Benden sonra gelecek peygam­bere ve son elçi Muhammed (a.s)’a iman edip ona sahip çı­kacağınız konusunda bana söz veriyor musunuz? buyurmuş ve dönemimdeki İsrail oğulları da söz vermişler, ahidde bulunmuşlardı.

Yine İsa (a.s)’da kendi döneminde toplumundan kendisinden sonra gelecek Ahmed ismindeki son elçiye iman etmeleri konusunda ahid almıştı. İşte böylece Rabbimiz kitapları ve peygamberleri aracılı­ğıyla Yahudi ve Hıristiyanlardan aldığı bu ahde dikkat çekiyor.

İşte ki­tapları ve peygamberleri aracılığıyla son elçiye iman etmeleri konu­sunda Allah’a ahid veren, söz veren yahudilerin verdikleri bu ahde rağmen Hz. Muhammed’i (s.a.V) gerçek olarak tanıdıktan sonra ona iman etmeyerek bu ahdi bozmaları fasıklıktır. Bir de Allah, yahu­dilerin kendi nefislerinden Hz. Muhammed’i (s.a.v) insanlardan sak­lamamaları hususunda ahid almıştı da onlar bu ahitlerini bozarak fasık olmuşlardır.

Veya buradaki ahit; A’raf suresinde anlatıldığı veçhile tüm neslini Hz. Adem’in sulbünden çıkardığı zaman Allah’ın aldığı ahittir. Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” buyurmuştu Rabbimiz de, tüm Adem nesli: Bela ya Rabbi demişlerdi.

Evet ya Rabbi Sen bizim tek Rabbimizsin. Bizim hayatımıza program yapmaya yetkili tek varlık sensin! Kulu kölesi olacağımız, tüm hayatımızı kendisi için yaşayaca­ğımız, boynumuzdaki kulluk ipini eline verip seçimini seçim kabul edeceğimiz tek varlık sensin. Sadece seni dinleyecek, sadece senin için bir hayat yaşayacağımıza söz veriyoruz. Söz ya Rabbi senden başkasına kul köle olmayacağız! Söz ya Rabbi hayatımızı sadece se­nin beğenine sunacağız! Senin emirlerine riayet edecek, yasakların­dan uzak duracağız diye insanlar Rablerine ahid vermişlerdir.

İşte Rabbimiz kullarının bu ahdine dikkat çekiyor. İnsanlardan kimileri Rableriyle böylece anlaşma yaptıkları halde, böylece Rablerine söz verdikleri halde dünyaya geldikten sonra bu ahidlerini unutup kulluk­tan çıkanların fasıklar olduğunu anlatıyor.

 Ya da burada kastedilen ahid, toplumda anlaşmalara ve fert­ler arası sözleşmelere bağlı kalmayarak düzeni bozmaktır. Bu fasıklar, bu halleriyle toplumda fertler arası güven duygusunu sars­maktadırlar. Akrabalık ve komşuluk bağlarını koparmaktadırlar.

Bir de anlaşma Allah sanki peygamber göndererek, insanlar öldürerek, insanlar dirilterek, kainatı ölü diri hale getirerek, Allah sanki benden başkasına kulluk etmeyin diye sürekli bize baskı yapıyor ve bizden ahid alıyor. Veya Rabbimiz fıtratımızla bizden misak alıyor. Bizi İslam fıtratı üzerine yaratarak bizden ahid alıyor. Yani bizi İslam’ı kabul edebilecek, Allah’a kulluğa yönelebilecek bir özellikte yaratıyor.

Öyle değil mi? Doğan herkes kul olmaya müsait yaratılıyor. Herkes boynunda bir iple dünyaya geliyor. Tapınmak zorundadır bir şeylere. İşte Rabbimiz bu ahde dikkat çekiyor. Ben böyle insanların tümünü kul olmaya müsait yarattığım halde insanlardan kimileri bu fıtratlarını örterek Rabbine itaatten çıkıp fasıklardan oluyor buyuruyor.

Öyleyse bu manada şunu diyelim: Allah tek taraflı anlaşma metni hazırlayandır. Anlaşma metninde değişiklik hakkı olmayan da bizleriz. Allah Rab, bizler de kullarız. Rububiyet yaratıcının hakkıdır, bize düşen de varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz Rabbimize teslimiyetten başkası değildir.

Kaynak: Ali Küçük / Besairu’l-Kur’an

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir