1. Anasayfa
  2. Uncategorized

Kıyamet Suresi Muhammed Gazali Tefsiri


Kıyamet Suresi, ölüm sonrası hayatı, dirilişi ve hesap gününü hatırlatan güçlü mesajlar içerir. Muhammed Gazali’nin tefsirinde ise bu sure, insanın dünyadaki gafletine karşı bir uyarı ve ahirete hazırlık için önemli bir rehber olarak ele alınır.

Mü’min, hata yapınca ağır bir üzüntü duyar ve olanca genişliğine rağmen yeryüzü ona dar gelir. Bu, imanın, yükselmeye hızlı bir teşviki ve alçalmaya engel olmasıdır. İşlediği hatâlardan ötürü nefsini kınayan, eksikliklere alışamaz ve hızlı bir şekilde daha temiz bir ortama geçmek ister. Allah’a ve ahiret gününe iman ederek vakur olsun diye Allah kendisini kınayan nefse yemin etmiştir. Ama Allah’ı tanımayan ve O’na kavuşmayı beklemeyen fertler ve toplumlar ise rezilliğe dikkat etmezler ve hesap gününden sakınmazlar. Çünkü onlara göre hesap günü bir kuruntudan ibarettir.

Kıyamet Suresi’nin baş tarafları bu durumlara işaret etmektedir: “Kıyamet gününe and içerim. Daima kendisini kınayan nefse and içerim. İnsan, bizim kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? Evet, toplarız, onun parmak uçlarını bile (yapıp) düzeltmeye gücümüz yeter (Kıyamet Suresi 1-4. ayet)

Bedenleri teste tabi tutan Allah, öldükten sonra aynı sîmaları ve yeryüzünde birbirlerine hiç benzemeyen binlerce parmak uçlarındaki çizgileri yeniden döndürmeye gücü yeter.

İnsanlar önceden hazırladıkları karşılığı görmeleri için yeniden diriltileceklerdir. “(O zaman) insanın yapıp öne sürdüğü, (yapmayıp) geri bıraktığı her şey kendisine haber verilir (Kıyamet Suresi 13. ayet)

Öncekilerin ve sonrakilerin kusuru, ceza gününü imkansız veya zayıf görmeleridir. Eğer düşünselerdi o zaman onlar için durum farklı olurdu.

Kıyamet Saresi’nde, bu günü, öncesini ve sonrasını doğrulayan bir vasıf vardır. Ama bu vasıf, vahyi alırken acele etmemesi için değerli elçiye nasihati öngörmektedir. Bu, teşvikler anlayışında aceleciliktir. Bu semavi vahyi alan insan, nasıl tamamını alacak, tek bir harfi bile birbirine karıştırmayacak, sonra da indirildiği şekliyle onu insanlara okumak için gidecek? Hangi beyin bunu yapabilir?

Fakat Allah O’na güvence vermiştir. “Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer. Sana Kur’an’ı okuduğumuz zaman O’nun okunuşunu takip et. Sonra O’nu açıklamak bize düşer. (Kıyamet Suresi 17-19. ayet)

Bu İlahi bir taahhüt ve Kur’an’ı tamamen bize ulaştırmadır. Burada son ceza gününden önce insanı asla yanıltmayan bir son yani ölüm vardır.

İnsanoğlu neden ondan gafil olmaktadır?

“Hayır, ne zaman ki can, köprücük kemiklerine dayanır. Ve (başında bulunanlar tarafından): Kim afsun yapar acaba? denir. Ve kendisi artık bunun ayrılık zamanı olduğunu anlar. Ve bacak bacağa dolaşır. İşte o gün sevk Rabbinedir (can, Allah’ın huzuruna sevkedilir) (Kıyamet Suresi 26-30. ayet)

Şüphesiz yaşam sarhoşluğu, gözleri bu kesin sona bakmaktan alıkor. Niçin bu körlük?

“İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanır? (Kıyamet Suresi 36. ayet)

Bu yaşamın yaratılması ve beş kıtada canlılık kazanması bunu abes kılmaz. Muhakkak insanların yaratıcıları önünde durup bu ilk yaratılışta yaptıklarını sorgulamalıdırlar. Bunu son yaratılışları için bir istirahat yapmışlar mıdır? Son asnn ortalarında insan biliminin, bütün yaşam tarihinde ilerlemediği kadar ilerleyişi, bununla birlikte Allah’ı bilmesinin ve aynı şekilde O’nunla kavuşma eğiliminin sığ oluşu çok ilginç!

Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz: 799-800

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir