1. Anasayfa
  2. Kitaplara İnanmak

Kur’an-ı Kerim Nasıl Bir Kitaptır ve Hanhi Özeliklere Sahiptir?


Kur’an-ı Kerim Allah Tarafından İndirilmiştir:

Kur’an- Kerim; tarihin birçok döneminde kullarına vahiy gönderen yüce Rabbimiz tarafından indirilmiştir. Bu hususta Kur’an kendisinin;

  • Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen Allah tarafından… (Yunus Süresi 37-38)
  • Onun izniyle (İbrahim 1)” indirildiğini, bunda hiç şüphe olmadığını söyler (Bakara Süresi 2).
  • Çünkü o, Allah’tan başkası tarafından kendisine isnat edilerek uydurulmuş bir kitap değildir. Kur’an’a iman eden müminlerin Kur’an’ın tartışmasız Rablerinden gelen bir gerçek olduğu konusunda asla şüphe duymamaları gerekir (Yunus Süresi 37-38).

Kur’an-ı Kerim Cebrail (a.s) Vasıtasıyla vahyolunmuştur:

Kur’an’dan öğrendiğimize göre Allah’ın bir insanla iletişimi ya bir vahiy ile yahut perde arkasından konuşmakla ya da katından kullarına gönderdiği bir elçi-melek ile olagelmiştir (Şura Süresi 51). Bu vahiy meleğinin adı Cebrail’dir.

Kur’an onu bize anlatırken elçi/resul olarak zikrettiği gibi (Tahrim Süresi 4) ‘Cibril’, Ruh, Ruhu’l-Emin ve Ruhu’l-Kudüs olarak anmıştır. Cibril’in şahsiyeti “..Arş’ın sahibi katından değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçi…(Tekvir Süresi 19-21)” şeklinde açıklanır.

Kur’an-ı Kerim Korunmuş Bir Kitaptır:

Kur’an, Levh-i-Mahfuz’dan, tertemiz elçilerin eliyle şeytanların tasallutundan korunarak indirilmiş olup, kendisine dışarıdan herhangi bir müdahale bulunmamaktadır. O, gerek geldiği menşe açısından, gerekse vahyin kendisi ile bize ulaştığı elçi asından şüphe ihtiva etmemektedir. Vahyin sahibi olan Allah (c.c) vahye yönelik Nebi’nin bir müdahalesinin olmadığını belirterek

“… Eğer (Muhammed), bazı laflar uydurup bize iftira etseydi, elbette onun sağ (elini veya gücü)nü alırdık. Sonra onun can damarını keserdik (Hakka Süresi 44-46)”. Anlaşılan odur ki Kur’an Peygamberin kalbinde ilahi bir denetimle korunmuştur.

Bunun sonucu olarak Kur’an vahyi; Hz Peygamber (s.a.v)’in hafızasında eksiksiz bir şekilde cem edilmiş, unutması -Allah’ın diledikleri hariç- tamamıyla engellenmiştir. Vahyin korunmuşluğu konusunda en açık teminatı Yüce Rabbimizin ‘Hiç şüphesiz, zikri (Kur’an’ı) biz indirdik biz, onun koruyucuları da gerçekten biziz (Hicr Süresi 9)’

Kur’an-ı Kerim Arapça Olarak İndirilmiştir

Yüce Yaratıcının tarihte seçtiği tüm elçilerine uyguladığı bir kuralı vardır. O da her peygambere vahyini kendi kavminin lisanı ile göndermiş olmasıdır. Bu kuralı şu ayette açıkça görürüz: “Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın… (İbrahim Süresi 4)”

Bir ümmete gönderilen ilahi kitabın, o ümmetin diliyle gönderilmesi kadar doğal bir şey düşünülemez. Çünkü insan ne ile sorumlu tutulduğunu, ilahi iradeye uygun hareket tarzlarının neler olduğunu bilmeden bu sorumluluğunu yerine getirebilmesi mümkün değildir. Zaten muhataplara anlamadıkları bir dille direktifler verilmiş olsaydı, onlar buna itiraz ederlerdi.

Kur’an kafirlerin böyle bir itirazına “…Eğer biz onu yabancı bir dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı bir şekilde açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı dilden (kitap) olur mu?…” ifadeleriyle işaret eder. Arapça, Arap yarımadasının büyük bölümünde konuşulan Sami dil kolunun konuştuğu dilin adıdır ve zengin bir kullanım özelliğine sahiptir.

Kur’an; Tedrici Olarak Safhalar Halinde İndirilmiştir:

Kur’an’ın inişi birden olmamış, risaletin devam ettiği 23 senelik zaman dilimi içerisinde olaylara ve sorulan sorulara cevap verilmek üzere peyderpey inmiştir. Ancak müşriklerin buna itirazı olmuş, diğer semavi kitaplarda olduğu gibi, Kur’an’ın da bir defada kendilerine indirilmesini talep etmişler ve “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya (Furkan Süresi 32)”

İnen her bir ayet ve süre ile muarızlara karşı meydan okuma ve böylece Kur’an’ın i’caz yönünden ortaya çıkmasının yanında peyderpey inzali, Efendimiz’in (s.a.s) vahye muhatap olan kalbinin güçlendirilmesine yardımcı olmuştur.

Kimi zaman meydana gelen birtakım olaylara mebni olarak bazı ayetlerin indirilmiş olması, hem Hz Peygamber’in hem de sahabenin Kur’an’ı anlamasını da kolaylaştırmıştır.  Unutulmamalıdır ki Kur’an-ı Kerim okuma-yazma bilmeyen ‘ümmi’ bir toplumda indirilmiştir. Bu durumdaki insanların vahyi kayda geçirmeleri ancak hafızaları vesilesiyle mümkün olmuştur.

Kur’an ayetlerin parça parça inmesi, onların daha kolay ezberlemelerini, dolayısıyla da vahyi anlamalarını temin etmiştir. Böylece sahabenin irşad edilmesi ve buyrukların hazmedilip anlaşılması sağlanmıştır.

Kur’an-ı Kerim Hikmet Dolu Bir Kitaptır:

Kur’an yaptığı her işte sayısız hikmetler bulunan (el-Hakim isminin sahibi olan) Yüce Rabbimiz tarafından indirilmiş, içinde sayısız hikmetler bulunan (hakim) Yüce bir Kitap’tır. Kuşkusuz bu da, o hikmete kendi iradesi ile kulak verebilenlere ancak Allah’ın hikmeti irade etmesiyle gerçekleşebilecek bir durumdur. Ayette şöyle buyrulur:

“Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir (Bakara Süresi 269)”. Burada kastedilen hikmet, Kur’an ve onunla olayları fıkıh/idrak etme olarak anlaşılmıştır.

Hikmet kavramsal olarak ilim ve akıl ile ulaşılan gerçek bilgi anlamına gelse de adalet, ilim, amel, nübüvvet, Kur’an ve Allah’a itaat gibi manalarda da kullanılmış, içerdiği hüküm ve sağlam bilgiler nedeniyle ilahi kitaplara sıfat olarak da farklı formlarda ayetlerde yer almıştır.

Onun Benzeri (Kur’an) Kesin Olarak Getirilemez:

Kur’an’ın öne çıkan özelliklerinden birisi de onun bir benzerini insanların asla getirememesidir. Bu hususta insanlara ve cinlere bir çağrıda bulunularak şöyle seslenir: “De ki: Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansa -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler (İsra Süresi 88)”

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Kur’an’ın Nüzulünün 1400. Yılı Anısına Diyanet İlmi Dergi Kur’an Özel Sayısı / bkz: 242-247

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir