Modernleşme ve Aile Yapısındaki Değişim
Gelenek ve göreneklerimiz, aile yaşantımız, modernleşme adı altında gittikçe değişiyor, bizlere ait özellikleri taşımaktan uzaklaşıyor. Bir grup insan bu değişimin gereklilik olduğunu savunurken, batının hangi güzelliklerini alarak modernleşmemiz gerektiğinin farkında davranışlar göstermekten uzak duruyor.
Bir zamanlar alışveriş mekanlarının isimlerinin ana dilimiz dışındaki isimleri alması modernleşme adını almışken, şimdilerde giyim tarzımızdan dinlendiğimiz müziğe, en önemlisi de aile yapımızdaki değişimlere modernleşmenin gerekliliği olarak gösteriliyor.
Batı Kültürünün Etkileri ve Toplumumuz
Oysa batı kültürünü inceleyen pek çok bilim adamı bu toplumlarda boşanma olaylarının, intihar vakalarının, uyuşturucu kullanımlarının ve pek çok ahlaksız davranışların bu toplumlarda göründüğünü açıklamasına rağmen hala bu toplumların kötü yanlarına özenmemiz çok ilginç ve ilginç olduğu kadar da acı görünüyor.
Aile İlişkilerindeki Bozulmalar
Toplumumuzun aile yapısına bakıldığında, birbirinden gittikçe uzaklaşan eşler, ailesine karşı sorumluluk duymayan, onlarla iletişim kuramayan çocuklar görülüyor. Ailesinden ayrılarak tek başına yaşamaya özenen gençlerimizin sayısı gittikçe artıyor. Anne-babaların pek çoğu çocukları ile iletişim kuramamaktan yakınıyor.
Çocuklar ve Ebeveyn İletişimsizliği
Çocuklar ise anne-babalarının sürekli çalıştıklarından, çalışmadıkları zamanlarda da kendilerine yeterince zaman ayrılmadığından şikayetçi. Ayrılan zamanların pek çoğu da ne yazık ki anlamlı şekilde değerlendirilemiyor. Acı olan asıl nokta, insanların artık bu duruma alışmış olması ve bu durumdan şikayetçi olmaması.
Toplumun Alıştığı Durumlar
Aile yapımızla birlikte, kültürel değerlerimizin bozulduğunu fark eden bazı kesimler de ne yazık ki bu sorunları çözmede gücünün yetmeyeceğini düşünüyor. Oysa her birey kendi aile yapısına gösterdiği özenle, önce kendini değıştirmeye çalışmakla, o beğenmediği dünyasını düzeltecek, güzelleştirmeye başlayacak. Kendisini değiştirmesinin gereğini fark etmiş kişi bunu uygulamaya döktüğü an başarmaması için hiçbir sebep yoktur. Kararlılık ile kişinin kafasındaki bulanıklıklar gider, sisler dağılır, perde kalkar ve değişim sahneye konur.
Şu hikaye ne kadar açıklayıcı:
Adam ağır ağır yatağından doğrularak elini yüzünü bir güzel yıkadı. Eşinin ve çocuğunun da hazır bulunduğu kahvaltı sofrasına oturdu. Günlerden pazardı. Bir güzel dinlenmek istiyordu adam. Kahvaltıdan sonra koltuğuna çekildi, uzandı, sabah gelen gazetesini okumaya başladı. Tam bu sırada oğlu yanına geldi;
“Baba parka gitmeyecek miyiz?” diye sordu. Baba, oğlundan nasıl kurtulacağını düşündü ve aklına gazetenin o gün verdiği promosyon harita geldi. Harita yap-boz oyunuydu. Al oğlum bu haritayı! Düzelt, bana getir, o zaman seni parka götüreceğim” dedi. Sonra düşündü baba, Bu haritayı akşama kadar düzeltemez, ben de iyice dinlenirim.
Fakat on dakika sonra çocuk babasına bağırdı, “Babacığım, babacığım bak haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz.”
“Nee!” dedi babası, “Ama nasıl olur?”
“Çok kolay oldu baba.” dedi çocuk, “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. Onu düzelttim, dünya kendiliğinden düzeldi.”
Değişim İçin İlk Adım: Kendimizle Başlamak
Dünyadaki yaşayışınızı beğenmiyorsanız, yanlış giden bir şeyler olduğuna inanıyorsanız, değişime önce kendinizle başlamalısınız.
Yaşayışınız size gayet normal geliyor, her şey mükemmel gözüküyorsa o zaman kendinize çeki düzen vermenize gerek yok! Ama sanırım, her insanın dünyasında değişmesini umduğu küçük de olsa bazı aksaklıklar vardır…
Kendimizi yeniden görmek ve tanımlamak hayat yolculuğumuzu ferah kılacaktır.
Kaynak: Betül Erdoğan / Kalbin Mutluluk Rehberi / bkz : 44-46