1. Anasayfa
  2. Uncategorized

Mücadele Suresi Meali ve Tefsiri


Mücadele Suresi, Mushaf-ı şerifte 58. süredir. Bunun tamamı Medine de inmiştir.

Medine toplumu, çeşitli sınıflardan oluşmuştu. Orada doğuda ve batıda iman kervanının başını çekmesi için vahyin yetiştirdiği müminler, yok olmaya mahkum olan putperestler, kendi cinslerine tapan ve insanları arzularına uydurmak isteyen Yahudiler, çıkarken’ pesinden koşan ve bin bir renge giren münafıklar vardır. (a)

Bu süre, öz bir şekilde bütün bu sınıfları sunmuş, Müslüman ailenin işlerinden olan zıhar olayını karara bağlamış, bunun bir boşanma olmadığını beyan etmiş ve kefaretini zikretmiştir. islam, aile işlerine önem vermiş ve bunların sınırlarını açıklamıştır. Yüce Allah bu sürede şöyle buyurmuştur: “Bunlar Allah’ın sınır (hüküm)larıdır. Kafirler için acı bir azap vardır (Mücadele Suresi 4)

Yüce Allah, Bakara Suresinde boşanma hükümlerinden sonra şöyle buyurmuştur: “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Sakin onları aşmayan (Bakara Suresi 229). Nisa Suresinde ise miras hükümlerinden sonra Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktir (Nisa 13)” Bu sınırlar, bazı suçlar için belirlenen cezalardan başkadır.

Bu Allah’in celalinin ortaya çıkmış ve imanın bir parçasının gereği olarak inanç hükümlerini meczeden bir Kur’an üslubudur. Bu yüzden Allah söyle buyurmaktadır: “Göklerde ve yerde olanları Allah’ın bildiğini görmüyor musunuz. Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu halde altıncısı mutlaka O’dur (Mücadele Suresi 7)

Bunun ardından sure, Müslümanları selamlarken essamu aleyküm diye selamlayan, selam ile essamu aleykum diye selamlayan, selam ile sam arasında bir benzerlik kurarak Müslümanların lanetini ve helakini arzulayan Yahudileri anlatmaya başlamaktadır. Yahudilerden bunu ilk duyan Hz Aişe olmuş, onları deşifre etmiş ve onlara kızmıştır. Fakat Peygamber (s.a.v), onlara daha layık bir üslup kullanmayı yeğlemiş ve şu ayet inmiştir:

“”Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah’ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah’ın bize azap etmesi gerekmez miydi? derler Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası (Mücadele Suresi 8)

Ardından Allah, Müslümanlara, Yahudilerle konuşurken veya onlarla tartışırken düşmanlık ve saldırıdan, Yahudileri taklitten uzak olmalarını, Yahudiler ve münafıklarla karşılaşırken Müslümanları yurtlarından çıkarmasınlar ve uzaklaştırmasınlar diye sevgide birbirleriyle dayanışmaları için dikkatli davranıp alakayı kesmemelerini emretmiştir:

“”Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’in izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah’a dayanıp güvensinler (Mücadele Suresi 10)

İslam, insanları iman ve ilme uygun bir konuma getirir. Namaz saflarında Resul şöyle der Akıl ve idrak sahipleri beni takip ediniz. Genel meclislerde Yüce Allah şöyle buyurur: “Allah, sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin (Mücadele Suresi 11)

Müslümanlar peygamberlerini çok fazla seviyorlar Neden sevmesinler, o, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarmış, onlara kendilerini yaratanı ve rızık vereni öğretmiş, onları gündüzün ve geceleyin Allah överek ve onun önünde saf bağlatmıştır. Hem sonra onun seçkin şahsiyeti sevgi ve saygıya layıktır.Onun beşeri olgunluğu, haddinden fazla sevgiyi hak etmiştir. Ancak Resul’ün etrafınd bulunma ve onunla birlikte oturma isteği, din ve dünya işlerinin düzelmesi ve Resul’ün kendine ve ailesine vakit ayırabilmesi için mutlaka düzenlenmelidir. Bu sebeple su ayet inmiştir:

“Ey iman edenler, Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet bir şey bulamazsanız, bilin ki Allah bağışlayandır esirgeyendir (Mücadele Suresi 12)

Mümine bu zor gelirse önünde hayır işleri çoktur. Bunlarla Rabbini razı edebilir. Bu hayır işlerinden en uygunu, Resul ile konuşurken dikkatli olmasıdır. Bazen büyüklerle konuşurken tat alınır. Ancak risaletlerinin zaferi önemlidir

“Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yaptığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekat verin, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin, Allah yaptıklarınızdan haberdardır (Mücadele Suresi 13)

Müminlerin, müşriklerin, kitap ehlinin karışık olduğu, maddi ve edebi çıkarların ağ ördüğü bir toplumda ilkeler, sıkı bir biçimde sınavdan geçer. Bazen insan, yakınlarını ve komşularını mezhebi üzerine tercih eder. Bunun için şair eskiden böyle bir durum kişi için şöyle der:Ya gerçekten kardeşim olursun çünkü içimden gelen kusmuğumu senden biliyorum! Ya da beni bırakıp düşman edinirsin ben senden sende benden çekinirsin!

Nifak, çok tehlikeli pis bir zehirdir. Münafıklara en kolay gelen iş, yalan yere yemin etmektir. Bunun için Yüce Allah bu sınıfı şöyle nitelemektedir: “Allah’ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar. Allah onlara çetin bir azap hazırlamıştır Gerçekten onların yaptıkları şey çok kötüdür (Mücadele Suresi 14-15)

Belli bir yaşam tarzı belirleyenlerin öyle ölüp onunla dirileceği aşikardır. Bunun için bizde şöyle derler: “Çalgıcı, oynaya oynaya ölür” Böyle ölünce böyle dirilir. Kim bilir Deccal de Deccal olmaya çalışır. Sanki yemini kendisini kurtaracak gibi yalan yere yemin eder.

“O gün Allah onları hep yeniden diriltecek, onlar da dünyada size yemin ettikleri gibi, O’na yemin edeceklerdir. Kendilerinin bir şey (hakikat) üzerinde olduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar gerçekten yalancıdırlar (Mücadele Suresi 18)

Bu nasıl bir düşünce?!

“Allah’a ve Resulü’ne karşı gelenler, işte onlar en aşağıların arasındadırlar (Mücadele Suresi 20)

Bu fitnelerden kurtulmada gerçek iman ile sahte iman arasını ayırmak için Allah, Müslümanlara inançlarını açıklamalarını, ilkelerini belirlemelerini, kendileri olmalarını ve düşmanlıklarını gidermelerini emretmektedir.

“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah’a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte Onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir (Mücadele Suresi 22)” (b)

Kaynaklar

a-) Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C:VI / bkz: 29
b-) Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz:735-738

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir