İman: Dünya ve Ahiretin Saadet Anahtarı
Dünya ve ahirette insanı mesut eden İmandır, iman her şeydir. O olmazsa her şey yoktur, iman; Allah’a ve onun indirdiği ahkam ve haberlere inanmaktır.
İmanın Şartı: Allah’ın Hükümlerine Tam Teslimiyet
Bir kimse Kur’an-ı Kerim‘in bir hükmünü veya bir haberini yalanlarsa mümin sayılmaz, iman ettikten sonra İslam’ın tümünü veya bir kısmını inkar veya onunla istihza ederse mürted sayılır. Bunun için mümin olarak yaşayıp ölmek isteyen kimse İslam’ın ahkamını öğrenip onlara imanı devam ettirmek zorundadır.
Riddet (İrtidad) Gerçeği ve Tarihî Arka Plan<
İslam tarihi birçok zaman ve yerde riddet olaylarına şahid olmuştur. Peygamber (s.a.v)’in vefatından sonra Arap Yarımadası ve İspanya gibi yerlerde olduğu gibi, şüphesiz ki bunların en büyüğü 19. ve 20. asırlarda Rusya ve Çin’in istilasına maruz kalan İslam aleminin her yanında ortaya çıkan riddet olaylarıdır. İslam aleminin birçok ülkesi hala esaret altında yaşadığı ve hürriyetten mahrum olduğu için, İslam’ın ne demek olduğunu bilmeyen halkı İslam’dan uzaklaştırıldığı gibi, sureten bağımsızlığına kavuşan birçok İslam ülkeleri de batı ve doğu kültür emperyalizminin etkisi altında yaşadıkları için bilerek veya bilmeyerek İslam’ın birçok ahkamına inanmazlar.
İşte böylece, İslam aleminde salgın hastalık gibi irtidad (İslam’dan dönmek) yaygın bir hale gelmiştir. Şehir ve kasabaları aşarak köylere kadar uzanmıştır. Normal olarak bir evde İslam’a inanan olduğu gibi inanmayan da vardır. Bu, acı da olsa gerçektir. Ama maalesef İslam aleminin başına gelen bu felaket yetmiyormuş gibi gerçekten İslam’a inanan kimseler de ufak tefek sebeplerden dolayı birbirleriyle uğraşıp bölünüp parçalanmak için ne gerekirse onu yapıyorlar.
Düşünce ve meşrep ayrılığı yüzünden birbirlerini tekfir ediyorlar. Tekfir eden ile konuştuğun zaman, onun Müslüman olduğunu göreceğin gibi, tekfir edilen kimse ile de konuştuğunda onun da hakiki Müslüman olduğunu göreceksin. Fakat, ölçüsüzlük onları bu hale getiriyor.
Tekfir Fitnesi: Müslümanları Dışlama Tehlikesi
Müslümanları tekfir etmek kolay bir şey değildir, faydası yoktur. Bir Müslümanın sözü veya hareketi şüpheli olsa da onu te’vil etmek mümkün olduğu takdirde tekfir edilmemesi gerekir.
Bir kimse birisine “sen kafirsin” veya “falan adam kafirdir” derse şayet gerçekten kafir ise zaten mesele tamamdır. Yoksa o söz kendisine döner. Yani kendisi kafir olur.
Peygamber (sav) şöyle buyurur: “Bir kimse bir kimseye “kafir” veya “Allah’ın düşmanı” derse ve böyle olmazsa mutlaka (o söz) kendisine döner”.
Binaenaleyh tekfir memuru imiş gibi şuna buna kafir diyen kimselerİn, Peygamber (sav)’in bu sözüne kulak verip iz’ana gelmeleri lazımdır.