1. Anasayfa
  2. Oruç Tutmak

Ramazan Orucunun Kazası ve Fidye Hükümleri Nelerdir?


Ramazan orucu kazaya kalan kimse bunu kaza etmeden bir sonraki Ramazan ayı gelirse, gelen Ramazan orucunu tutar, daha sonrada kazaya kalan orucunu tutar. Ramazan orucu kendisine farz olan kimse, Ramazan ayında tutmadığı veya meşru bir mazeretinden dolayı bozduğu her günkü orucun karşılığı olarak, Ramazan ayının haricinde oruç tutarak Ramazan orucunun kazasını yerine getirmiş olur.

Buna göre bir kimse yolculuktan, hastalığının artmasından (bu durum hastanın kendi kanaatiyle veya uzman Müslüman bir hakimin bildirmesiyle olur); kadınlarda hayız, nifas gibi bir mazeretten dolayı oruç tutmaz veya bozarsa, tutamadıkları gün sayısınca oruç tutmaları farzdır. Bunu Kur’an’ın şu ayeti ifade etmektedir:

  • Sizden kim hasta veya seferi olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar (Bakara Süresi 184)

Ramazan orucu kaza edilirken, oruçların peş peşe tutulması şart koşulmamıştır. Çünkü Allah Teala şöyle buyurmuştur: ‘Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin (Bakara Süresi 185)’. Bu ayette orucun peş peşe kaza edilmesi şart koşulmamıştır.

Bunlar: Kurban ve Ramazan bayramları ilk günü ile teşrik günlerinde oruç tutmayı adayan kimse, oruç tutmayı kendisine vacip hale getirmiştir. Ancak bu günlerde oruç tutamaz, sonra bunu yerine kaza tutar. Çünkü o bir ibadeti adamıştır. Adağın bizzat kendisi günah değildir. Ancak bu günlerde oruç tutmak haramdır.

Dolayısıyla adak normal, ancak adağın yerine getirilmesi yasaktır. Bu yüzden kişi haram işlememek için bugünlerde oruç tutmaz. Daha sonra üzerine vacip olan bu sorumluluktan kurtulmak için orucunu kaza eder.

Ramazan orucu kazaya kalan kimse bunu kaza etmeden bir sonraki Ramazan ayı gelirse, gelen Ramazan orucunu tutar, daha sonrada kazaya kalan orucunu tutar.

Ramazan orucunun kazası yasak günler dışında her zaman yapılabilir. Şafiilere göre Ramazan’ın kaza orucunu, diğer Ramazan gelmeden önce tutmak gerekir. Bir Ramazan’ın kaza borcu yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza orucuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar.

Yolculuk veya hastalık sebebi ile Ramazan orucunu tutamamış olan bir kimse, kazaya kalan oruçların tamamını veya bir kısmını kaza edebilecek bir zaman bulmuş iken, bunları kaza etmeden ölüm hastalığına yakalanırsa, malının üçte birinden ödenmek üzere kazaya kalan her bir gün için bir fidye ödenmesi vasiyet etmelidir. Bu fidye fakirlere verilir.

Aynı şekilde meşru bir özrü olmaksızın kasten Ramazan orucunu tutmayan kimsenin de ister kaza edecek vakit bulsun ister bulmasın, öldüğü zaman malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmesi vaciptir.

Çünkü yapılması mümkün olan bir farz ibadeti terk etmiştir. Böyle bir kimse vasiyet etmediği takdirde, varislerin bu fidyeyi vermeleri üzerlerine vacip değildir. Ama isterlerse kendi mallarından bir bağış olarak verebilirler.

Ölen kimsenin varisleri veya varisi olmayanlar ölü adına oruç tutmak suretiyle kaza edemezler. Böyle beden ile yapılan ibadetlerde, başkasına vekalet edilemez. Ancak kendileri için tuttukları oruçların sevabını ölüye bağışlayabilirler.

İmam Şafii’ye göre, vasiyet etsin veya etmesin, onun geriye bıraktığı malın tamamından kazaya kalmış oruçlarının fidyesi verilir. Böyle bir ölü adına da velisi oruç tutabilir.

  • Akademi Araştırma Heyeti / Bir Müslümanın Yol Haritası / bkz: 439
  • Türkiye Diyanet Vakfı / İlmihal / C:1 / bkz: 411
  • Esad Mıhammed es-Sağirci / Delilleriyle Hanefi Fıkhı / bkz: 369-370

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir