Kul, ancak şu iki esasa dayanarak sabreder:
- Sabrın karşılığı olan şeyi görmek; ki bu, iki esasın düşük olanıdır. Genel olarak müminler ve kitapları sağ taraflarından verilecek Ashab-ı Yemin için geçerli olan sabır sebebi budur.
- Karşılığı verecek olana bakıp O’nu düşünmek; bu da yakin ehlinin hali ve Mukarrebun’un makamıdır
Sabır karşılığında vaat edilen bedeli gören kul, sabırlı olmaya özen gösterir. Bunu, vaat edilen Zat-ı İlahi’yi düşünen kul ise, O’nun kudret ve azametini görerek sabra yönelir
Sabrın şu faydası vardır
Mevla’nın hükmü karşısın da kulun serzenişini bastırmasını ve öfkesini yutabilmesini sağlar. Çünkü Allah Teala’nın hükmü karşısında yakınma ve öfkeyi ter ketmek, rıza ve tevekkülün özünü teşkil eder. Bu da yakini imanın en üstün mertebelerinden biridir. Dolayısıyla böyle bir haldeki kul, sabır dairesinden çıkmaz.
Kulu sabır dairesinden çıkaran şey; sabrın zıddı olan şeydir. Bu da, Hükm-i İlahi karşısında yakınma, ilimde haddi aşma, öfkeyi izhar etme, serzenişi arttırma, can sıkıntısı ve zemmetmedir.
Kaynak: Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı (Kutü’l-Kulub) / C:II / bkz: 223-224
