1. Anasayfa
  2. İslami Bilgi Bankası

Sabır ve Şükür Kavramları Üzerine


Sabır, cennete giriş sebebi ve cehennemden kurtuluş vesilesidir.

Rivayet edilen bir hadiste Allah Resulünün (s.a.v) şöyle buyurduğu bildirilmektedir: “Cennet sıkıntı ve zorluklara karşı verilir. Cehennem ise şehvet ve arzular karşı verilir”. Mümin, cennete girebilmek için sıkıntı ve zorluklar karşısında sabra ihtiyaç duyarken, cehennemden kurtulabilmek için de şehvet ve arzularına karşı sabra ihtiyaç duyar

Sabır ve şükrün üstünlük derecelerine gelince bunu üç noktada belirlemek mümkündür:

1-) Bu noktaların başında, makamların hallerden üstün olması gelir. Sabır ve şükür, iki hal oldukları gibi, makam da olabilirler. Makamı sabır olan kişinin hali de bunun için şükür olur. Bu durumda sabreden daha üstündür. Çünkü o, makam sahibidir. Makamı şükür olup da hali bunun üzerinde sabır etme olan kişiye gelince, böyle biri için hali, makamından ayrı bir fazlalık içerir. Bu durumda da sabır hali, şükür makamı için bir fazlalık olmaktadır.

2-) Üstünlük derecelerinin ikinci noktası şudur: Allah Teala’ya yakın kılınanlar (=Mukarrebun), amel defterleri sağdan verilecek olanlardan (=Ashab-ı Yemin) daha üstündürler. Mukarrebun arasında sabreden kişiler, Ashab-ı Yemin arasındaki şükredenlerden daha üstündürler. Mukarrebun içinde şükredenler de, Ashab-ı Yemin arasındaki sabredenlerden daha üstündürler.

Denilebilir ki: Sabreden ve şükreden kişilerin her ikisi de Mukarrebun zümresi içindeyse o zaman hangisi daha üstün olacaktır? Böyle bir durum olması mümkün değildir. Çünkü daha önce de belirttiğimiz üzere Allah Teala’nın koymuş olduğu ince kıstaslardan dolayı, bu ikisi aynı makamda bir araya gelemezler. Allah Teala bu makamları vazederken sanatının bütün inceliğini göstermiş ve sıfatlarının benzeşmesine, sebeplerinin müşterek olmasına rağmen onları birbirinden ayırmıştır. Bu tür bir durumda üstün olan, Allah Teala’yı en iyi bilendir. Çünkü o, Allah Teala için daha sevimli, O’na daha yakın ve yakın bakımından daha seviyelidir. Yakin de, Allah Teala’nın indirdiği şeylerin en yücesidir.

3-) Üstünlük derecelerinde üçüncü nokta ise şudur: Şükrü gerektirecek şeylere karşı sabırlı olmak, daha faziletlidir. Sabrı gerektiren hususlarda ise şükretmek daha hayırlıdır. Bu da, hallere bağlı olarak farklılaşır.

Bunun açıklamasını şöyle yapabiliriz: Nimet halinde bulunan bir kulun, nefsani hazlara, nimetlerden yararlanmaya ve refah sürmeye karşı sabırlı olması daha faziletlidir. Nimetlere ve zenginliğe karşı sabır göstererek geri durmak, Marifet makamlarından biridir Bu daha üstün ve faziletlidir, çünkü bunda, daha hayırlı olduğu hususunda icma bulunan zühd faziletinin tecellisi mevzubahistir.

Kulun hali, bela ve fakirlik ise, fakirlik, bela ve musibetler karşısında Allah Teala’ya şükretmesi daha faziletlidir. Böyle bir durumda şükretmek de, marifet makamlarından biridir. Böyle bir kul, ittifakla daha üstündür. Çünkü yaptığı işte, üstünlüğü tartışılmayan rıza fazileti mevzubahistir.

Sabreden kişinin üstünlüğü ve sabrın üstün bir dereceye yerleştirilmesine delil teşkil eden bir diğer husus da şu cümledir: Sabreden arif, şükreden arifden daha üstündür. Çünkü sabır fakirlik hali iken, şükür zenginlik halidir. Mefhum bakımından şükrü sabra tercih edip ondan üstün tutan kimse, zenginliği fakirliğe tercih eden kimse demektir

Kaynak: Ebu Talib el-Mekki / Kalplerin Azığı (Kutü’l-Kulub) / C:II / bkz: 227-228

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir