1. Anasayfa
  2. Şeytanın Tuzakları

Şeytanın Kalbe Giriş Yolları – 5


Şeytanın uzak durması için ve şeytanı uzaklaştırmak için sadece zikretmek ve ‘La havle vela kuvvete illa billah’ demek bunun için yeterli midir ? şeklinde bir soru sorarsan, buna şöyle cevap veririm ?

Ey okuyucu şunu bil ki, kalbi korumanın asıl çaresi, şeytanın kalbe giden yollarını kapamaktır. Buda insan kötü huylarından vazgeçmesi ile sağlanır. Bunları tek tek açıklamak sözü çok uzatmak olur. Oysa burada asıl amacımız, tehlikeli sıfatların ilaç ve çarelerini bildirmektir. Bu kötü sıfatların kaynağı kalp de kurutulup, kapıları kapatıldığı zaman artık şeytanın kalbe giden önemli yolları kesilmiş sayılır.

Bunlardan başka daha çok gizli bir kaç yol varsa da şeytan oradan çok zor ve düzensiz bir şekilde kalbe girebilir. Hz Allah’ı gerçek manada zikretmek kalbi kötü sıfatlardan temizledikten sonra, onun emirlerine aynen uyarak tamir etmek suretiyle olur. Böyle yapılmazsa, zikir şeytanın bir oyalamasından ibaret kalır ve kalp üzerinde bir hükmü olamaz. Şeytanın baskısı da önlenemez.

Yüce Allah buyuruyor ki; Allah’tan korkanlar şeytanın bir vesvesesine uğrayınca, Allah’ı ve azabını düşünürler, bir de bakarsınız onlar doğruyu görüp vesveseyi atlatmışlardır. (A’raf Süresi 201)

Bu durum Cenab-ı Hak’tan hakkıyla korkanlara mahsustur. Şeytan, insana yaklaşan aç bir köpeğe benzer. Eğer sende et kemik gibi onun yiyeceği maddeler yoksa, kovmakla onu yanından uzaklaştırabilirsin, ama onun istediği bu maddeler varsa o zaman ‘defol git’ demekle köpeği yanından uzaklaştıramazsın. Şeytanın durumu da böyledir.

Eğer girdiği kalpte tutunabileceği bir kuvveti yoksa sadece zikir ile oradan çıkarılabilir, ancak o kalp da şehvet istekleri üstün durumda geçmiş ise, zikrin tesiri kenarlara doğru kayar ve şeytan kalbin merkezine geçip yerleşir.

Kötü sıfatlardan ve şehevi arzulardan arındırılmış, Allah korkusunu içine yerleştirmiş seçkin kişilerin kalbine şeytanın girişi artık şehvet yolu ile değil, zikirden gafil olmaları sayesinde girer. Onlar tekrar zikre yöneldikleri zaman ise orada barınamayarak çıkıp gider. Aşağıdaki ayet-i kerime de bunu gösterir.

Yüce Allah buyuruyor ki; Kovulmuş şeytandan Allah’a sığının (Nahl Süresi 98)

Sahabilerden Ebu Hureyre şöyle anlatıyor;

  • Müminin yanında bulunan şeytan ile kafirin yanında bulunan şeytan bir gün buluşurlar.
  • Kafirin şeytanı semiz, güzel kıyafetli ve temizdir. Müminin yanında bulunan şeytan ise zayıf, çıplak, kirlidir.
  • Kafirin şeytanı sorar; Bu ne hal böyle?
  • Öteki cevap verir; Elimden ne gelir? Öyle bir kimseye düştüm ki, yemek yiyeceği zaman Besmele çeker, sofrasına yanaşamayıp aç kalırım. İçeceği zaman Besmele çeker, susuz kalırım. Elbisesini giyerken Besmele çeker çıplak kalırım. Yıkanacağı zaman Besmele çeker pis kalırım.

Kafirin şeytanı da şöyle der; Benim yanında bulunduğum adam bunları yaparken hiç birisi için Besmele çekmez. Böylece ben içme ve giymesinde ona ortak olurum.

  • Davranışları ile şeytanın yolundan giden kimse dili ile Allah’ı zikretse de o şeytanın yoldaşıdır.

Kaynak: İmam-ı Gazali / el-İhya / C: III / bkz: 103-104

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir