1. Anasayfa
  2. KADINLAR KULÜBÜ

Tesettür Sadece Başörtüsünden mi İbaretti?


İslam’da Tesettür Anlayışı,Kapsamı ve Amacı

İslam’a göre kapatılması gereken yerler de çirkinlik veya müstehcenlik vardır. Dikkat edersek eğer, insanlığın ilkelleştikçe çıplaklaştığını, medenileştikçe giyindiğini görürüz. Elbise yalnızca soğuk ve sıcaktan koruyan tabii bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir medeniyet, estetik ve ahlak meselesidir.

Çıplaklığı insanın estetik ve etik (ahlak) duygularının gelişememişliğine bağlıyorum. Allah Teala insan fıtratına, karşı cinse ilgi ve meyil özelliğini koymuştur. Bu olmasaydı aile olmazdı, aile olmayınca cemiyet, kültür, medeniyet olmazdı. Bütün bu güzelliklerin temelinde cinslerin birbirlerine olan ilgisi vardır. Eğer insanın fıtratında ve psikolojisinde bozukluk yoksa tabii olan, karşı cinse meyildir.

İslam tesettürle hem iki cins arasındaki cazibeyi korur, dolayısıyla nesli korur. Hem de kadın ve erkeğin iffetini muhafaza altına alarak içtimai ahlakı korur.

Bugün tesettür deyince, başörtüsü anlaşılmakta ve son 15-20 yıldır tesettürle başörtüsü özdeşleştirilmektedir. Halbuki örtünme, avret yerlerini kapatma hem erkek, hem de kadınla ilgili olup daha kapsamlıdır.

İslam yeni bir elbise ve örtü getirmemiş sadece mevcut elbiseyle nasıl örtüneceklerini ve şeklini tarif etmiştir. Örtü emri geldiğinde kadınlarının başlarının ön kısmını boyunlarını ve yakalarını açıkta bırakan örtüleri vardı.

Nur Süresinde bu örtüyle açık olan yakalarını örtmeleri emredilmiştir. Örtü, hadisle de sabit olduğu üzere yüz ve elleri açıkta bırakan ve tam vücudu örten bir elbisedir. Ancak bu elbisenin kumaşı, rengi, modası belirtilmemiştir. Bunlar tesettürün örfle sabit olan kısmına girer.

Tesettür, sadece vücudu göstermeyen kalın bir şeyle örtmekten ibaret değildir. Balerinlerin, dalgıçların elbiseleri vücudu örten bir örtüdür, fakat tesettür değildir. Resulüllah’ın “giyinmiş oldukları halde çıplak olanlar” diye tabir ettikleri işte böyle giyinenlerdir. Elbise mümkün olduğunca vücut hatlarını kapatarak karşı cinsi tahrikten koruyacak genişlikte olmalıdır. Ancak vücut hatlarının tamamen ortadan kaldıracak bir örtü mevcut değildir. Asıl olan ifrat ve tefrite dalmamaktır.

Elbise bir çorabın ayağı sardığı gibi vücudu saracak şekilde olmamalıdır. Zira bu, tesettür değildir. Tesettürü amacından saptırıp daha cazibeli hale getirmemeli, hem kadının hem de erkeğin iffetinin korunması esas alınmalıdır.

Tesettür Konusunda İfrat ve Tefrit

Muhafazakârlıkta da aşırıya gidilmemelidir. Bugün çarşaf, peçe ve eldiven giymek suretiyle en ideal tesettürün sağlandığını iddia edenler de ifrattalar. Çünkü bu, insanların dini anlayış alanlarını daraltmaktadır. İslam forma gibi tek tip kıyafet getirmemiştir.

Bugün hanımların birçoğu fitneyi sebep göstererek peçe takarken, bir kısmı da yüzünü açıkta bırakmaktadır. Tabii ki, yüzünü örtmeyenlerde zan altında kalmaktadır. Ne ayette ne de hadiste fitne döneminde yüzü kapatmaya dair bir emir yoktur. Bu müçtehitlerin görüşüdür.

Bence insanların dini yaşayış sahasını daraltan ve işlerini zorlaştıran bir görüştür. Fitne konusunda öteden beri çok ilginç tartışmalar olmuş, hatta çok ileri gidip bırakın kadınları “tüysüz delikanlı” diye tabir edilen güzel genç erkeklerin bile sokağa çıkmasını, erkeklerle konuşmalarını caiz görmeyenler olmuştur.

İslam bir tarafın toplumdan soyutlanarak, diğer tarafın günah işlemesini önlemek gibi bir anlayış getirmemiştir. Fitneyi ve günah işlemeyi önlemek için toplumda herkese belli sorumluluklar yüklemiştir. Yasaklardan sakınma herkesin mükellefiyetlerini yerine getirmesiyle mümkündür.

Kadına tesettürü yerine getirmesi yüklenmiştir, bunu yerine getirdikten sonra bundan sonrasını isteyemezsiniz. Hatta Nur Suresi’nde örtü ayetinden önce erkeklere gözlerini haramdan korumalarının emredilmesi buna delildir.

Toplumumuzda çok değişik, güz alıcı renklerde pardösüler giyilmeye başlandı. Estetik duygusu ile tahrik duygusunu karıştırmamak gerekir.

Estetik ve Tesettür

İslam estetiğe karşı değildir. Giyimde renk ve model, estetik olmanın dışında cinsi tahrike sebep olacak ölçüde olmamalıdır. Elbette ki Müslümanın da şuurlu inançlı modacıları ve tesettürün amacına uygun modası olacak.

Har alanda olduğu gibi bugün Müslümanlar tesettürde de geçiş döneminin bunalımını ve bocalamasını yaşıyor. Dikkat etmemiz gereken yanlışın doğru kabul edilip süreklilik kazanmaması, gelecek nesillere de bu şekilde aktarılmasıdır

Tesettürün sağlam temellere oturtulması, Müslümanların örfü ile şuurlu, bilgili mürşid ve mürşidelerin tavsiye ve irşatlarıyla olacaktır.

Kaynak: Röp: Hatice Yıldızbaş ve Prof Dr. Hayreddin Karaman / Aile Rehberi / Yeni Dünya Dergisi / bkz: 53-54

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir