Günümüz İslam Anlayışının Zahiri Yüzü
Siz eğer iman üzere yaşamaz, nefsinizin arzu ve isteklerine uyarak, nefsinizin istediği arzuları ve istekleri gerçekleştirmek suretiyle, Allah’ın emirlerine muhalefet edip yine aynı şekilde Allah’ın nehyettiği yasaklardan sakınmadığınız sürece ve kuru kuruya İslam’ı yaşadığınız müddetçe; sizden sonraki nesilde aynı şekilde ne görmüşse, gördüğü şekilde ve görmüş olduğu yanlışlarla hayatını şekillendirmeye devam edecektir.
Nesiller Arası Şekilci Din Aktarımı
Sadece benim kalbim temiz diyecektir ama kalbinin çamur deryası olduğundan habersiz bir şekilde yaşayıp Allah korusun belki de bu inanç ve yaşayışla hayatını sonlandıracaktır. İşte günümüz Türkiye’si, günümüzün Müslümanlık anlayışı, günümüzün İslam yaşayışı.
İnanış da yalan yanlış çarpık düşüncelerle dolu, yaşayışında İslam ile yakından uzaktan belki de alakası yok. Sadece şekilden ibaret bir inanış var. Yani zahiri görünen kısmı ile İslam’ı yaşıyoruz buna da yaşamak denirse ama batıni olarak düşünecek olursak eğer İslam’ı yaşayış tarzımızla resmen reddediyoruz.
İbrahim (a.s) ve Putperest Topluma Karşı Tavrı
İsterseniz şöyle bir insanlığın atası, örnek alması gereken İbrahim (a.s) kıssasına gidelim. Çünkü sizin yada sizlerin yaptığının da bu anlatılacak olanlardan pek bir farkı yoktur.
Şöyle ki; İbrahim (a.s); “O vakit babasına ve halkına: “Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller? (1) deyince seslendiği kişilerin verdiği cevap; “Biz,” dediler, “atalarımızı bunlara tapar bulduk, biz de onların yaptıklarını yapıyoruz (2)” deyince
İbrahim (a.s); “Yemin ederim ki,” dedi, “siz de atalarınız da besbelli bir sapıklık içindesiniz (3)” deyince putlara tapanlar;” Sen ciddi misin, yoksa şakacı insanların yaptığı gibi bizimle eğleniyor musun? (4)” deyince İbrahim (a.s); “Yoo! Şaka ne demek!” dedi
İbrahim. “Doğrusu sizin Rabbiniz, ancak gökleri ve yeri yarattığı gibi bütün onların da Rabbi olan Zattır. Ben de bu gerçeğe şahitlik edenlerdenim (5)” dedi ve içinden dedi ki “Allah’a yemin ederim ki, siz dönüp gittikten sonra mutlaka bu putlarınızın başına bir çorap öreceğim!” diye ekledi (6)” ve
“Onların bütün putlarını paramparça etti, yalnız, halk, belki de olup biten olay hakkında kendisine sorarlar düşüncesiyle, onların büyüklerine dokunmadı (7)” ve putlara ibadet edenler ve putları kendilerince ilah edinenler ve ilah olduğunu sananlar “Dönüp de olanları görünce dediler ki: “Kim acaba tanrılarımıza bunu reva gören? Her kimse o, muhakkak ki zalimin teki! (8)” dediler ve
“İçlerinden bazıları: “Sahi! İbrahim adındaki bir delikanlının onları diline doladığını işitmiştik! (9)” ve “Haydin!” dediler, “getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar (10)” ve sordular İbrahim (a.s)’a; “Dediler ki: Ey İbrahim! Bizim ilahlarımıza bunu sen mi yaptın? (11)” diye sorunca İbrahim (a.s) kırmadığı en büyük putu ima ederek
“Dedi ki: Belki onu onların şu büyüğü yapmıştır. Haydin onlara sorunuz, eğer söyleyebilmekte iseler (12)” deyince bu sefer o puta tapanlar “vicdanlarına dönüp içlerinden: “Asıl zalim İbrahim değil, bu aciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz!” dediler, Fakat bunu dışa vurmayıp sonra yine önceki görüşlerine dönüp
İbrahim’e: “Bunların konuşmadıklarını sen de pek iyi bilirsin!” (13)” deyince ki İbrahim’in (a.s) beklediği ve istediği soruda bu idi ki beklediği sual gelince bu sefer o puta tapanlara sordu: “O halde, ” dedi, “Allah’tan başka, size fayda veya zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz! Yuh size ve Allah’tan başka o taptıklarınıza da! Hala aklınızı kullanmayacak mısınız? (14)”.
Yaşadığımız bu dönemde dünyada sizin putunuz nefsinizin arzu ve istekleridir, dünya, mal, mülk, para sevdasıdır. Ha bunları gerçekleştirmek için debelenip durmuşsun ha gidip bir puta tapmışsınız ha benlik duygusuna kapılarak nefsinize tapmışsınız. İkisi arasında sadece şekil benzerliği var ama mana itibariyle ikisi de aynı. Belki de ikincisi daha da ağır. doğrusunu ancak Allah bilir.
Evet; “Onlar bir ümmettir ki, gelip geçmişlerdir. Onların kazandıkları kendilerinedir. Sizin kazandığınız şeyler de size aittir. Ve siz onların yapmış oldukları amellerden mesul olmayacaksınızdır (15)”.
Şüphesiz ki “Gün gelecek, her kişi gerek hayır olarak, gerek kötülük olarak ne işlemişse, hepsini önünde bulacak. Yaptığı kötülükten bucak bucak kaçmak isteyecek. Allah sizi, Zatına karşı gelmekten sakındırır. Doğrusu Allah kullarına karşı pek şefkatlidir (16)”. Bu durumda sizin sizden öncekilerin yapmış oldukları yanlışları sürdürmeniz onların azabından bir şey eksiltmeyeceği gibi, sizden de bir azap hafifletmeyecektir.
Ataların Yoluna Körü Körüne Uymak
Nitekim onlara “Allah’ın indirdiğine uyun, denildiği zaman, dediler ki: Hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız. Ataları bir şeye akıl erdirememiş, doğru bir yola gitmemiş oldukları halde de mi?, onlara uyacaklar (17)”. İşte sizin durumunuzda bundan pek de farksız değildir.
Put Kırma Hadisesi ve Günümüzle Bağlantısı
Kapandınız, örtündünüz, belki edep yerlerinizi kapattınız, erkekler sadece Müslümanım dedi ama bu sadece şekilden ibaret oldu. Bunu yaparken nasıl ki namaz kılmak için abdest almak bir şarttır; sizde kapandınız ama ezbere kapandınız, anne babanızdan yada diğerlerinden Allah’ın emridir diye aşılandığınız için kapandınız ama edepten, hayadan yoksun bıraktınız.
Artık kapanmanın adını gösteriş yaptınız, kapanmanın adını güzellik yaptınız. Kim bilir belki de bu “sizin ellerinizle işlediğiniz günahların karşılığıdır. Çünkü Allah kullarına haksızlık edecek değildir (18)”
“Kim günah kazanırsa, onu sırf kendi aleyhine kazanır (19)” ve her kimde işlemiş olduğu günahtan dolayı “Allah’tan af dilerse, Allah’ı gafur ve rahim (affı ve merhameti bol) bulur (20)”
Ve unutmayın ki sizden öncekilerin yapmış olduğu yanlışlar yada sadece şekilden ibaret oluyor sananların yaptığı yanlışların sizlere sirayet etmesi, sizlere bulaşması sizin için bir mazeret değil, geçerli bir sebep değil. Çünkü “Rabbin adem oğullarından, onların sırtlarından zürriyetlerini aldı. Ve onları kendi nefisleri üzerine şahit tuttu.
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dedi, onlar da evet… şahidiz dediler. ” Bu da kıyamet günü biz bundan muhakkak ki, gafiller idik” dememeniz içindir, Yahut: “Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah’a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o batılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin?” gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı (21)
O zaman sana düşen bu saatten sonra ezbere olan yanlış bilgilerini silip, gerçekleri öğrenmek, Kur’an ve Sünnete yönelmektir ki kurtuluşa eresin. Aksine kurtuluş için Kitap ve Sünnetin haricinde başka bir çıkış kapısı yoktur. Nitekim insan hayatını bu ikisine göre şekillendirir ve şekillendirmek zorundadır. Aksine hareket edecek olursa bidat işlemiş olur ve unutmayın ki her bidat günahtır ve günahkara yakışan da cehennemdir.
Dua, Tevbe ve Samimi Yöneliş
Sen yapman gerekeni adabına uygun olduktan sona yap ve samimi bir şekilde O’na yönel, ondan sonra Allah sana inşallah bir rahmet kapısı aralayacaktır ki Allah cümlemize o rahmet kapısını aralayıp da o kapıdan girebilen kullarından eylesin.
Ve sen deki: “Ya Rabbena! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbena! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbena! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin Mevlamız, yardımcımız! Kafir topluluklara karşı Sen yardım eyle bize! (22)”
Selam hak edenlerin üzerine olsun vesselam….
İsmail Ekinci
(1…14-Enbiya 52-57) (15-Bakara 134) (16-Al’i İmran 30) (17-Bakara 170) (18-Al’i İmran 182) (19-Nisa 111) (20-Nisa 110) (21-A’raf 172-173) (22-Bakara 286)