1. Anasayfa
  2. 10- Yunus Süresi

Yunus Suresi 71-72-93-98. ayet Tefsiri


Bu Surede (Yunus) Allah (c.c.), geçmiş kavimlerden bir kısmının hayat hikayelerini anlatmaktadır. İşte bunlardan birisi de, özet bir şekilde anlatılan ve sureye ismini veren Hz. Yunus (a.s) ve kavminin kıssasıdır. Belki de bu kıssa ile Allah (c.c.), Mekke ehline bir göndermede bulunmaktadır, zira onlar Hz. Yunus (a.s.)’un memleketinin kurtulduğu gibi, kendilerinin de kurtulabileceklerini zannediyorlardı

Mekke müşriklerinin, ilk ortaya çıktığı zaman İslam’a karşı şiddetle direndikleri ve yirmi yıl boyunca ona karşı savaştıkları bilinen bir gerçektir. Ancak onlar daha sonra, bu dine girdiler, dinlerinde samimi oldular, onun sancağını taşıdılar ve Kabe’sini korudular.

Hz. Yunus (a.s)’un kavmi, Hz. Hud (a.s.) ve diğer peygamberlerin kavminden, çok daha iyiydi. Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Yunus’un kavmi müstesna, (halkını yok ettiğimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halkı, keşke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de, bu imanları kendilerine fayda verseydi! Yunus’un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandırdık (Yunus Suresi 98)

Benzer ortamlarda sunulan farklı kıssalar Hz. Peygamber (s.a.v)’i ilgilendiriyordu. O (s.a.v) da, kıssalardan alınması gereken ibreti alıyor ve çağlar değişse bile, inkarcıların birbirine benzeyen tereddütlerini öğreniyordu.

Kavmi inatla direndiği halde Hz. Nuh (a.s.), onları tam 950 sene dine davet etti. Bunca ısrarın sonucu vardığı yer ne oldu dersiniz?

“Onlara Nuh’un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki; ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah’a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin. Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allah’tan başkasına ait değildir ve bana Müslümanlardan olmam emrolundu (Yunus Suresi 71-72)

Hz. Nuh (a.s)’un kavmine dediği şey, Hz. Muhammed (s.a.v)’in kavmine dediği şeyin aynısıdır. Peygamberler salt davetçilerdir; mal ve makam istemezler. Hakkı ve doğruyu tanıtmak, onlar için yeterlidir.

Bundan sonra da, peygamberler anlatıldı, ardından Fir’avun ve kavminin hayatı hakkında uzun uzun konuşuldu. En son olarak da, İsrailoğulları ve Onların davetçilerinin ha-yatları anlatıldı.

Firavunları, hakka karşı taşkınlıkları ve insanları küçümsemeleri, helak etti. İsrailoğulları’nın helak sebebi ise, onlar vahiyyle pazarlığa tutuştular, Allah (c.c)’a karşı böbürlendiler ve kendilerine verilen ilimden istifade etmediler.

“Andolsun biz İsrailoğulları’nı güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz nimetlerden rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki Rabbin, kıyamet günü onların, aralarında ihtilaf etmekte oldukları şeyler hakkında hükmedecektir (Yunus Suresi 93)

Hz. Muhammed (s.a.v)’e tabi olan müminlerin, bu tür ayak kaymalarından sakınmaları, sadece İslam davetini taşımaları ve ihlasla, samimiyetle Allah (c.c.)’a yönelmeleri gerekir.

Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz: 259-261

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir