İslam Hukukuna göre Zina Haddi, Şiddeti ve Çeşitliliği
Allah Teala had cezaları için zina haddine şu özelliği vermiştir:
1- En Çirkin Şekilde Öldürmek…. Zinanın hafif olan cezasında ise celde vurulması şeklinde uygulanan bedeni ceza ile yurdundan bir yıl süreyle sürgün edilmek şeklindeki vicdanı cezayı bir araya toplamıştır.
2- Allah Tealanın, dini ile ilgili olarak, zina edenlere had cezasının uygulanmasına mani olacak şekilde acımayı kullarına yasaklamış olması…. Çünkü Allah Teala onlara merhamet ettiği için bu cezayı teşri kılmıştır. O, onlara karşı sizden daha merhametlidir, ama bu rahmeti bu cezayı emretmesine mani olmamıştır. Dolayısıyla sizin kalplerinizde ki acıma duygusu da sizi O’nun emrini yerine getirmekten alıkoymasın.
Bu husus diğer hadleri de kapsayacak şekilde genel olsa da zina haddi ile alakalı olarak ihtiyaca binaen özellikle zikredilmiştir. Çünkü insanlar hırsızlık yapana, iftira edene ve içki içene karşı kalplerinde duydukları sertliği, katılığı zina edene karşı duymayabilirler. Yani kalpleri, diğer cürümleri işleyenlere nispetle zinakar kimseye daha fazla merhamet hissedebilir. Vakıa bunun şahididir. Bu nedenle acımaları ve bu duygunun onları Allah’ın belirlediği had cezasını uygulamamaya sevk etmesi yasaklanmıştır.
Bu merhametin sebebi şudur: Bu günah şerefli kimselerden sadır olabildiği gibi normal kesimden de, ahlaksız kimselerde de sadır olabilir. İnsanların nefislerinde bu suçu işlemeye sevk eden çok etkili bir güç vardır. Bu suça ortak olan çok sayıda insan mevcuttur.
Zina suçunun sebeplerinden en fazla görüneni aşktır. Kalpler aşık olan kimseye acımaya meyyaldir. Bir çok insan aşığa yardımcı olmayı -aşık olunan suret (görünüm) aşığa haram olsa da- itaat ve Allah’a yakınlık vesilesi saymaktadır.
Bu durum kötü karşılanmaz. Çünkü bu hal, Allah’ın dilediği kimseler içerisinde hayvanlara benzerlik gösteren kişilerde yerleşmiş bir haldir. Bu mevzuda bizlere, hizmetkarlar ve kadınlar gibi aklı noksan kimselere dair çokça hikayeler anlatılmıştır.
Ayrıca bu suç, iki tarafın rızasıyla gerçekleşmektedir. Saldırı, zulüm, tecavüz gibi insan nefsinin nefret ettiği eylemler bu suçta vaki olmamaktadır. Nefislerde bu suç lehine baskın bir arzu, bir şehvet bulunmakta olup bu suç nefislere tasvir edilmekte ve nefislerde haddin uygulanmasına mani bir acıma duygusu oluşmasına neden olmaktadır. Bütün bunlar iman zaafiyetindendir.
İmanın mükemmelliği; Allah’ın emrine yerine getirebilecek kuvveti ve had cezası uygulanan kimseye gösterebilecek merhameti olan bir kişinin emri ve rahmeti konusunda Rabbine muvafık olmasıdır
3- Allah Teala zina cezasını işleyenlere uygulanacak had cezasında müminlerinde şahit olmasını emretmiştir. Buna göre söz konusu ceza hiç kimsenin görmediği, gözlerden ırak bir yerde infaz edilemez. Bu uygulama had cezası ile güdülen maslahat ve caydırıcılık hikmeti açısından oldukça etkilidir.
Evli olup da zina etmiş olan kimsenin had cezası, Allah Tealanın Lut Kavmine verdiği taşlanarak öldürülme cezasından türemedir. Bunun nedeni, zina ve livata fiilinin içerdikleri ahlaksızlık bakımından müşterek olmalarıdır. Her iki fiilde de Allah Tealanın yaratma ve emretmeye dair hikmeti ile çelişen bir fesat söz konusudur. Lütilik fiilinde sayılamayacak, ifade edilemeyecek kadar çok fenalık vardır.
Söz konusu fiilin konusu olan kişinin katledilmesi, hiç bir şey yapılmadan bırakılmasından daha hayırlıdır. Zira bu çirkin eylemin sonrasın da kesinlikle salah bulmayacak şekilde fesada uğrar, sahip olduğu hayır tamamı ile elinden yok olup gider, yüzündeki haya tamamen çekilip alınır ve bir daha ne Allah ne de insanlar karşısında haya etmez hale gelir. O çirkin eylemi yapan kişiden bedenine bulaşmış olan nutfe kalbinde ve ruhunda adeta zehir etkisi gösterir.
Kaynak: İbnu’l Kayyım el-Cevziyye / ed-Dua ve’d Deva (Kalbin İlacı) / bkz: 340-342
