1. Anasayfa
  2. Dünya Hayatı

Zühd ve Dereceleri


Kendi için zühd, kuvvetine göre üç dereceye ayrılır

Birinci Derece: Bu zühdün en alt derecesi olup dünyayı canı çektiği halde ve kalbi ona meyilli olduğu hlde terk etmektir. Ancak kişi bu hususta nefsiyle mücahade edip ona engel olur. İşte bundan dolayı bu durumdaki kimseye mütezehhid denilir.

Bu hal zühdün başlangıcıdır. Çünkü mütezehhid önce nefsini, sonra kesesini eritir. Zahid ise, önce kesesini eritir sonra da kalbinden çıkarmış olduğu şeye sabretmede değil, taatte nefsini eritir.

İkinci Derece: Gözünde hakir gördüğü için dünyayı isteyerek terk etmekle beraber kişinin bundan umduğu bir şey vardır. Tıpkı 500 lira almak için 100 lirayı terk eden adam gibi ki bunu yapmak ona hiç zor gelmez. Ancak bu kişi zühdüne bakıp ona yönelir. Tıpkı satıcının sattığı mala bakıp ona yönelmesi gibi. Bu haldeki kişi kendisini ve zühdünü beğenir ve daha değerli olan bir şeyin yanında, değeri olan bir başka şeyi terk ettiğini zanneder. Bu da bir eksikliktir.

Üçüncü Derece: Bu, zühdün en yüksek derecesi olup isteyerek dünyayı terk etmekle beraber bu terk edişini de terk etmek suretiyle zühdüne asla itibar etmemektir. Çünkü bu halde olan zahid, bir şeyi terk ettiğini görmez. Çünkü o dünyanın hiçbir şey olmadığını çok iyi bilmektedir.

Bu durumda bir çömleği bırakıp mücevheri alan kişi gibi olur. O, bunu bir takas olarak görmez ve kendisinin bir şeyi bıraktığını zannetmez. Ahiret nimetlerine nispetle dünya, bir mücevherin yanındaki çömlekten daha değersizdir. İşte zühdün en mükemmeli budur ve sebebi tam ve mükemmel marifettir.

Böyle bir adam, mücevher karşılığında çömlek satanın satışını iptal edilmeyeceğinden emin olduğu gibi dünyaya yönelmekten emin olur.

Kaynak: İbnü’l Cevzi / Minhacü’l Kasıdin ve Müfidü’s Sadıkin / C: 2 / bkz: 450

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir