Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v): M. 571 yılında Rebiu’l evvel ayının 12. gecesinde Mekke’de doğdu, 632’de Medine’de vefat etti.
Annesinin adı Amine, babasının adı Abdullah, dedesinin adı Abdülmüttalip’tir. Doğumundan iki ay kadar önce babasını kaybetti. Annesi ve dedesinin himayesinde büyüdü.
Mekke’nin adeti üzere, sütanneye verildi. Sütannesi Halime O’na 4 yaşına kadar baktı ve annesine iade etti. 6 yaşında da dedesini kaybetti. Böylece amcası Ebu Talip O’nu himayesine aldı. 9 yaşında iken amcasıyla beraber ticaret maksadıyla Şam’a gitti. Peygamber Efendimiz gençliğinde ticaretle uğraştı. Doğru sözlülüğü, dürüst davranışları ile dikkati çekti kendisine “el-Emin” denildi.
25 yaşında iken Hz. Hatice ile evlendi. Ondan 2’si erkek, 4’ü kız olmak üzere 6 çocuğu oldu. Erkek çocukların adı, Kasım ve Abdullah’tır. Kız çocuklarının adı, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatma‘dır. (İbrahim, Mısır’lı Mariye’den olmuştur.) Erkek çocuklar henüz küçük iken vefat ettiler. Kız çocukları ise büyüdüler, evlendiler, çocuk sahibi oldular. Ancak Fatma’nın dışındakiler Peygamber Efendimizden önce vefat ettiler. Hz. Fatma ise Peygamberimizden sonra vefat etti.
Peygamber Efendimizin soyu, yalnız Hz. Fatma’nın Hasan ve Hüseyin adındaki çocukları kanalıyla devam etmiştir. Çünkü diğer kızların çocukları küçük yaşta vefat ettiler.
Mekkeliler puta tapan müşriklerdi. Toplum, ahlaksızlık ve kötülükte en son noktaya gelmiş ve menfaat ön plana çıkmıştı. Kuvvetliler zayıfları eziyordu. İslam tarihinde bu devreye “cahiliye devri” denir.
Kendi eliyle yaptıkları puta tapıyorlardı. İçki, kumar, zina cemiyeti sarmıştı. Fakat peygamberimiz böylesi bir toplumda Allah’ın yardımıyla tertemiz büyümüş ve yaşamıştı. Toplumun bu kötü gidişi onu çok üzüyordu.
Hz. Muhammed (s.a.v) 40 yaşına yaklaşırken (M. 610) zaman zaman Hira mağarasında inzivaya çekiliyordu. Yine aynı mağarada tefekküre devam ederken Ramazan ayının 27. gecesi, Hz. Cebrail kendisine ilk vahyi getirdi. Kendisine nazil olan Alak süresinin ilk ayetleriyle peygamber olmuştu.
Bu olağanüstü durum karşısında şaşırdı, sıkıntıya düştü. Olup bitenleri zevcesi Hz. Hatice’ye anlattı. Hz. Hatice O’nu teselli etti. Cenabı Hak’tan aldığı ilk vahyi duyunca, O’nun “el-Emin” sıfatını düşündü ve iman etti. Hz. Ebu Bekir, evlatlığı Zeyd, amcası Ebu Talip’in oğlu Ali de O’nun peygamber olduğuna iman eden ilk Müslümanlar oldular.
Bu ilk vahiyden sonra vahiy bir müddet kesildi. Bu süre içerisinde Hz. Muhammed (s.a.v) vaktini dua, ibadet ve zikir ile geçirdi. Tefekkür ve düşüncede olgunluk zirvesine ulaştı.
Mekke müşrikleri O’na iman etmedikleri gibi, gerek kendisine ve gerekse O’na inananlara akla hayale gelmeyen her çeşit işkence yapmaya başladılar. Bu sırada Peygamber Efendimizin izniyle bazı Müslümanlar Habeşiştan’a ve daha sonra Medine’ye göç ettiler. Medine’li Müslümanlar da peygamberimizi ve O’na inananları Medine’ye davet ediyorlardı. Bu sırada müşrikler Peygamber Efendimizi davasından vazgeçirmek için amcası Ebu Talib’e elçi gönderdiler. Peygamber Efendimiz amcasına “Bir elime güneşi, diğer elime ayı verseler yine bu davadan vazgeçmem” deyince, müşrikler Peygamberimizi öldürmeyi planladılar.
Bu planlarını uygulayacakları sırada Peygamber Efendimiz M. 622 tarihinde Hz. Ebu Bekir ile birlikte Medine’ye hicret ettiler. Medineli Müslümanlar Peygamber Efendimiz ve arkadaşlarını bağırlarına bastılar. Hicretten sonra da fırsat buldukça müşrikler yine Müslümanlara her türlü eza ve cefa yapıyorlardı.
Medine döneminde müşriklerle Müslümanlar arasında birçok savaş yapıldı. En önemlileri şunlardır:
Bedir Savaşı: M.624 tarihinde Bedir mevkiinde yapıldı. Müslümanların zaferi ile sonuçlandı. Müşriklerin başı sayılan Ebu Cehil bu savaşta öldürüldü.
Uhud Savaşı: M. 625 tarihinde Uhud dağı eteğinde meydana geldi. Her iki tarafta da büyük kayıplara neden oldu. Peygamberimizin amcası Hz. Hamza bu savaşta şehit oldu.
Hendek Savaşı: M. 627 tarihinde Medine civarında yapıldı ve müşriklerin mağlubiyeti ile son buldu. Bu savaşların meydana geldiği yerler de nazarı dikkate alınınca saldırganların müşrikler olduğu kolaylıkla anlaşılır.
Peygamber Efendimiz M. 632 yılında 100 bini aşkın Müslüman topluluğu ile Mekke’ye girip Veda Haccı’nı yaptılar. Arafat Vadisi’nde meşhur Veda Hutbesini irad edip, sözlerinin sonunda onlarla helalleşti.
Peygamber Efendimiz hac dönüşü yolda hastalandı. Medine’de hastalığı arttı. Kendi yerine namaz kıldırması için Hz. Ebubekir’i vekil yaptı. Hicretin 11. Yılı Rebiu’l evvel ayının 1. Pazartesi günü (Miladi 8 Haziran 632) vefat etti.
Kaynak: Turan Yazılım / Mürşit 5 / Fıkıh