İnfak edecek hiçbir şeyi olmayıp da malını Allah yolunda infak eden kişiye imrenip: Benim de olsaydı; ben de onun yaptığını yapardım diyen kişi sevapta diğerine müsavidir.
Bir Müslümanın malı var ve onu kendisine veren Allah hatırına ihtiyaç içinde kıvranan kardeşlerine infak ediyor. Bir başka Müslüman da elinde, avucunda verebilecek bir şeyi olmadığı için üzülüyor ve şöyle diyor:
“Eğer Rabbim, o kardeşime verdiği gibi bana da vermiş olsaydı, elbette ben de aynen o kardeşimin yaptığı gibi bol bol infak ederdim” İşte bu iki kişi sevapta birbirine eşittir, diyor Allah’ın Resulü
Kimi müfessirler ayetin tefsiriyle alakalı olarak diyorlar ki: Verdiğimiz ilimden onlar da başkalarına öğretirler, infak ederler şeklinde anlamaya çalışmışlardır. Öyleyse
İnfak etmek için sadece mal mülk sahibi olmak gerekmeyecektir.
- Birine bir ayet anlatmanız
- Birinin hayvanına yükünü kaldırmasına yardım etmeniz,
- Birine yol gösterivermeniz,
- Emr-i bil’maruf yapmanız,
- Gördüğünüz bir kötülüğü men etmeniz
- Hasta ziyaretine gitmeniz
- Bir Müslüman kardeşinizin yüzüne gülüvermeniz infaktır.
“Verdiğimiz rızıklardan infak ederler” diyor Allah. Öyleyse rızık olarak ne vermişse Allah onu infak edeceğiz.
- İlim mi verdi
- Rızık olarak akıl mı verdi?
- Sıhhat mı verdi?
- Basiret , zeka mı verdi?
- El mi verdi?
- Dil mi verdi?
- Boş zaman mı verdi? Bunları infak edeceğiz
Boş zamanlarımızı hep para kazanmanın peşinde kullanacağımıza biraz da vahyi tanımaya ayırmalı değil miyiz? İnfak budur işte.
Sahip olduğumuz her şeyi, her türlü imkanı Allah yolunda seferber etmektir infak. Tüm hayatı Allah için yaşamaktır.
Ama, genel manasıyla bizzat malın verilmesidir infak. Biz de inşallah bugünden sonra Allah’ın bize verdiklerinden mutlaka infak edelim. Güç olarak, ilim olarak, imkan olarak, zaman olarak infak edelim. Bugünden önce yapıyor idiyseniz zaten yaptınız. Bugünden öncenizi bilmem ama bugünden sonra Allah’ın size verdiklerinden mutlaka infak edin!
Kaynak: Ali Küçük / Besairu’l Kur’an
