Boşa Kürek Sallayan Yolcular Gibi Yaşamak
Hainleşen dünyanın boşa kürek sallayan yolcuları gibiyiz. her birimiz. İçimize kin, nefret, hırs tohumlarını ekmişiz. Büyük bir zevkle onları büyütmekteyiz. Onlar dal budak verdikçe içimizde büyüyen canavarın farkında bile değiliz. Durmadan su verip büyüttüğümüz o yabani otun en büyük gübresi de öfke.
Öfke arttıkça bu yabani ot bedenimizde, ruhumuzda ve güzel yüreğinizde daha bir serpilip büyüyor fark ettirmeden bizi boğmaya başlıyor.. Dünya kendi ekseninde döne dursun, bizler de hala bomboş işlerin çevresinde dönüp duruyoruz. Bu boş işlerin bedenimizi yorduğunu anlıyor ama ruhumuzu ne kadar daralttığının farkına bir türlü varamıyoruz.
Bedenin Güzelliğiyle Ruhun Güzelliğini Karıştırmak
Bedenimizi kandırmak için hoş elbiseler alıyor aynaya bakıp güzelleşen bedenimizi görünce ruhumuzu da kandırdığımızı sanıyoruz. Ya ruhumuz? Onu huzura erdirmek için ne yapıyoruz? Yüreğine yara açtığım için helallik diliyorum senden demişti benim için çok değerli bir dost. Kimsenin kimseyi üzmekten korkmadığı, hatta ezip geçmekten büyük bir zevk aldığı bu dünyada ne garip gelmişti, bu söz.
Düşünsenize;
- Günde kaç kalbi kırıyoruz ve kaç defa bu kırgınlık için helallik dilemek aklımıza geliyor. Bırakın bu güzel duyguyu kaçımız yaptıklarımız için vicdan azabı çekiyoruz?
- Bir öfke yumağında, kendimizi gereksiz sinirlerle geçen bir dünya yaratıyor, sinirlenmek için mutlaka bir neden buluyoruz;
- Sabah kalktığımızda bulamadığımız gömleğimize sinirleniyor kendi sinirlenmemizle kalmayıp günün ilk saatlerinde eşimizi de kırıp geçiriyoruz
- Trafiğe çıkıyor kurallara uymayan sürücülere ve yayalara sinirleniyor onları tehlikeye atarak aklımızca ders verdiğimizi sanıyoruz. Böyle davranarak, topluma kuralları öğrettiğimiz düşüncesi ile kendimizi kandırıyoruz
- Çocuğumuzun yaptığı en ufak bir hatayı kabullenemiyor bir anda hem onun hem kendi dünyamızın kararmasına neden oluyoruz.
- Sevgiyi, sevgi dokunuşlarını unutup çevremizdekilere öfkeyle sarılıyoruz.
- Aynaya baktığımızda öfkeyle bakan gözlerimizde ki soğukluğu, ne kadar nefret yüklü olduğumuzu fark etmiyoruz. Gözlere güzelliği veren şeyin rengi ve şekli olmadığını içimizdeki güzelliklerin gözlere yansıdığını çoğu zaman unutuyoruz.
Sevgi Tohumlarıyla Yeniden Başlamak
Gözlerinizdeki ışıltıyı, yüzünüzdeki tebessümü yakalamak için öfke yerine sevgi tohumları ekin yüreğinize! O zaman aynaya baktığınızda siz bile seveceksiniz gözlerinizi ve kendinizi.
Hadi şimdi şöyle bir silkinip yeni baştan başlayın nefes almaya. Bu kez nefesinizi, ruhunuzu dolayan yabani otların yetiştiği tarlalarda değil, gül bahçesinde alın. Göreceksiniz içinizdeki o güller yabani otlardan daha mutlu edecek, sizi! Sizi ve çevrenizdekileri….
Daha hoşgörülü, daha sevecen, daha huzurlu bir ortamda yaşamak için mücadele güzel yüreklere sevgilerimle…
Kaynak: Betül Erdoğan / Kalbin Mutluluk Rehberi / bkz: 136-137
