Kabir azabı var mı? Bu soru, birçok insanın zihnini meşgul eden önemli bir inanç meselesidir. Kabir azabına iman, İslam inancında gayba iman etmenin bir parçasıdır. Kabrin açılmasıyla gözle görülmeyen bir azap görülmese de bu, kabir azabının olmadığı anlamına gelmez. Çünkü kabir hayatı dünya hayatından tamamen farklı bir boyuttur. İslam alimleri, kabir azabının varlığını delillendirmek için haber-i sadık, rüya misali ve zehir örneği üzerinden üç güçlü açıklama getirmişlerdir.
1-) Bu gözler görmese de doğru sözlü olanın haber vermiş olmasından dolayı kabir azabının varlığına inanmak vaciptir. Çünkü sahabe onu görmeseler bile Cebrail (a.s)’ın indiğine inanıyorlar ve Hz. Peygamber’in başkasının göremediği şeyleri gördüğünü biliyorlardı. Ölü de bu şekilde olup dünyadaki halinden tamamen farklı bir boyuttadır ve başkasının algılayamayacağı şeyler algılar.
2-) Uyuyan kişinin halini hatırlamak gerekir. Uyuyan kişi rüyasında bir yılanın kendisini soktuğunu görür, uykusunda bağırır ve korkar. Oysa sen onun sakince yattığını görürsün.
3-) Yılanın kendisi değil, zehri zarar verir. Zehrin de bizatihi kendisi zarar vermeyip zehirden hasıl olan etkiyle azap meydana gelir. Söz konusu etki zehir olmadan hasıl olsa azap yine meydana gelir.
İnsanı helak eden sıfatlar kabirde ruhlara eziyet veren şeylere dönüşürler. Böylece onların verdiği acı, yılanların verdiği acı gibi olur. Bazen de sevilen bir şey, sevgilinin ölümünde aşkın kişiye acı veren bir şeye dönüşmesi örneğinde olduğu gibi acı veren bir şeye dönüşür.
Ondan ayrılmış olmak, dünyayı seven kişiyi yılanların soktuğu gibi sokar! Daha önce açıkladığımız üzere acıları algılayan şey ölmez, hatta ölümden sonra azabı daha şiddetli hisseder. Bu üç halin hepsi de tasavvur edilebilir ve inkar edilemez. Bazen üçü bir şahısta toplanabilir.
Kaynak: İbnü’l Cevzi / Minhacü’l Kasıdin ve Müfidü’s Sadıkin / C: 2 / bkz: 703
