1. Anasayfa
  2. Uncategorized

Mülk Suresi 5-12 Arası Ayetlerin Meali ve Tefsiri


Mülk Suresi 5-12 ayetlerin meali ve tefsiri, Allah’ın kudretini, kainat üzerindeki hakimiyetini ve inkarcıların akıbetini anlatır.

Andolsun ki Biz, kudretimizin kemali ve hikmetimizin sağlamlığı ile en yakın göğü, yani dünyanın görünen göğünü kandillerle, yani geceleyin kandil gibi parlayan pek çok yıldızla donattık. Bu yüzden gök görünmektedir. Aksi takdirde felekler görünmezdi. Kullarımız arasındaki imtihanlarımızın bir numunesi olarak, onları, yani yıldızları şeytanlara atılan taşlar, yani şeytanlar için zan ve cahilliklerinin sebepleri yaptık. Şeytanlarla kastedilen, yıldızların hareketlerine ve konumlarına dayanarak gayb hakkında asılsız tahminlerde bulunan müneccimlerdir. Onları dünyada yıldızlarla saptırdığımız gibi ahirette de onlara, bilgisi Allah’a has olmasına rağmen gaybi şeyleri bildiklerini iddia etmeleri sebebiyle alevli ve kızgın ateş azabını hazırladık (Mülk Suresi 5. ayet)

Onların böyle bir iddiada bulunmalarının sebebi, Allah’ı ve Allah’ın mülk ve melekutundaki bütün tasarruflarında yalnız ve yegane olduğunu inkar etmeleridir. Rablerini inkar edenler ve O’nun en hususi niteliğinde, yani gaybı bilmesinde ortağı olduğunu iddia edenler için uzaklık, yardımsızlık, kovulmuşluk ve mahrumiyet cehenneminin azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası (Mülk Suresi 6. ayet) Orası kafirlerin kalacağı yerdir.

Cehennemin korkunçluğunun şiddetinden dolayı, onlar oraya atıldıklarında, yani zebaniler onları sert bir şekilde ve azarlayarak cehenneme atmaya giriştiklerinde onun Allah’ın düşmanlarına duyduğu öfkesinden dolayı kaynarken çıkardığı eşek sesine benzeyen korkunç uğultuyu işitirler (Mülk Suresi 7. ayet)

Cehennem neredeyse öfkesinin şiddetinden çatlayacak ve parça parça olacaktır. Oraya kötü bir adet ve ilahi sınırlarının gereğinden ayrılmış bir haslet üzere birleşmiş her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara yerme ve azarlama yollu olarak, “Size sizi korkunç azaptan korkutacak bir uyarıcı gelmemiş miydi?diye sorarlar (Mülk Suresi 8. ayet) Oysa Allah yasası gereği kullarını uyarıp korkutmadan cehenneme sokmaz.

Bunun üzerine onlar da üzgün ve pişman bir şekilde şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmiş ve bizi cehenneme karşı en uygun şekilde uyarmıştı. Fakat biz onu yalanlamıştık. Bu yalanlamada öyle ileri gitmiştik ki mutlak olarak Allah’ın peygamberler göndererek insanları uyarması müessesini, hatta bizatihi Hakk’ı ve uyaran peygamberin onun katından getirdiği her şeyi inkar etmiş, onun peygamberlik iddiasını saçmalık ve sapıklık olarak nitelendirmiştik.

Ve sonuç olarak peygamber bizi davet ederken ve kendisine Allah’ın kitap indirdiğini öne sürerken, ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz, peygamberlik iddiasında bulunan kimseler, ancak daha büyüğü düşünülemeyecek olan büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik (Mülk Suresi 9. ayet)

O sapıklar geçmişle ilgili olarak diyeceklerini dedikten sonra son derece üzgün ve pişman bir şekilde temenni kastıyla şöyle derler: “Eğer apaçık mucizelerle desteklenmiş resullerin sözlerine kulak vermiş veya açık ve kesin delilleri üzerinde düşünmek yoluyla aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli ateştekiler cümlesinden olmazdık (Mülk Suresi 10. ayet)

İşte böylece günahlarını itiraf eder ve pişman olurlar. Ama iş işten geçtiğinden onlara itiraf ve pişmanlığın bir yararı dokunmaz. Artık alevli ateştekiler, yani küfrünün ve inkarının uğursuzluğu sebebiyle cehenneme giren bütün herkes Allah’ın rahmetinden uzak olsun (Mülk Suresi esi 11. ayet)

Artık onlar için kabul izzetinin sahasından, Hakk’ın rahmetinin genişliğinden, lütuf ve mağfiretinin eşiğinden uzaklık vardır.

Kafirlerin hallerinin tasvirinden sonra Allah Teala müminlerin halini sunar. Bundan maksad da muhatabı imanda sebatkar olmaya teşvik etmektir.

Görmedikleri halde Rablerinin azabından korkan müminler için, yani dünya hayatında iken görmemelerine rağmen Rablerinin azabından korkan müminler için Rableri katında, beşerliklerinden kaynaklanan günahlarına yönelik olarak Allah’a inanmalarının ve azabından korkmalarının karşılığı olarak bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır (Mülk Suresi 12. ayet)

Bu mükafat yanında dünya ve içindekiler sönük kalır. Bu da Allah’ın onlara bir ihsanıdır. Söz konusu mükafat Allah’ın onlardan hoşnut olmasıdır. Allah’ın hoşnutluğu ise bırakınız dünyayı, ahiretten ve ahirettekilerden dahi daha hayırlıdır.

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C:VI / bkz:161-163

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir